Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/11807 E. 2015/11593 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11807
KARAR NO : 2015/11593
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

MAHKEMESİ : Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/09/2014
NUMARASI : 2013/996-2014/454
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, borçlu aleyhinde yürütülen icra takiplerinin semeresiz kaldığını, borçlunun alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla inşa ettiği taşınmazlarını davalı 3.kişilere satarak devir ettiğini ileri sürerek tasarrufların iptaline, taşınmazların başkalarına devir edilmiş olması halinde ise tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı borçlu BYK Grup Teks. Ltd. Şti vekili, davanın ticaret mahkemesinde açılması gerektiğini, aciz durumunun gerçekleşmediğini, müvekkiline ait malvarlığı bulunduğunu, satışların raiç bedel üzerinden yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece dava koşulu olan aciz durumunun gerçekleşmediğini, davacı vekilinin kesin süre içinde aciz belgesi sunamadığını, haciz tutanaklarının bir kısmından haczin adresten taşınma nedeniyle yapılamadığının tespit edildiği bu nedenle haciz tutanaklarının da aciz belgesi niteliği taşımadığı, gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, İİK’nun 277 vd maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Tasarrufun iptali davaları, elinde kat’i (İİK 143 md.) yada geçici (İİK 105.md) aciz belgesi bulunan alacaklılar tarafından açılabilir. Bu husus davanın görülebilme koşulu olup mahkemece re’sen gözönüne alınması gerekir. Aciz belgesinin dava açılmadan veya dava açıldıktan sonra yada temyiz aşamasından ve hatta hükmün Yargıtay’ca onanmasından (veya bozulmasından) sonra bile sunulma olanağı vardır. Somut olayda davacının dayandığı icra takiplerinde dava açılmasından sonra 10.6.2014, 11.6.2014 ve 19.6.2014 tarihinde borçlunun adresinde borçlunun işçisi huzurunda yapılan hacizlerde 250 ve 450 TL’lik mal haczedilmiş, başkaca haczi kabil malvarlığı bulunamadığı tespit edilmiştir. Bilirkişi tarafından 45.000 TL kıymet takdir edilen borçluya ait araç üzerine haciz konulmuş ise de bu araç üzerinde dava dışı Yapı ve Kredi Bankası’nın 52.000 TL’lik rehin hakkının bulunduğu ve başka takiplerden konulan hacizlerin de olduğu anlaşıldığından, borçlunun aciz halinde olduğunun ve anılan haciz tutanaklarının İİK’nun 105.maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde bulunduğunun kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek tarafların delilleri toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 5.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.