Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/11586 E. 2018/56 K. 15.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11586
KARAR NO : 2018/56
KARAR TARİHİ : 15.01.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptal tescil davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde, …. İlçesi, İstasyon Mahallesi, 1205 ada, 2 parsel sayılı taşınmazın öncesinde 1/2’şer paylı olarak müvekkili ile kardeşi davalı … adına tapu kütüğünde kayıtlı olduğunu, müvekkilinin dava dışı kardeşi …’ın alacağına karşılık olarak teminat için taşınmazı 29.08.2006 tarihinde …’a temlik ettiğini, bu devir işleminden sonra …’un 25.0.12008 tarihinde anılan 1/2 payı …’a sattığını, davalı …’ın da önalım davası açarak mahkeme kararı ile ….’taki 1/2 payı iktisap ettiğini, daha sonra taşınmazın 01.08.2012 tarihinde tapu kaydı kapanarak tevhiden 1205 ada, 8 parsel olarak diğer davalı …’na tapuya tescil edildiğini, muvazaalı olan satış sebebiyle müvekkilinin mağdur edildiğini, muvazaalı olan satış işleminin hüküm doğurmaması gerektiğini, bu nedenle …. 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/566 Esas 2011/493 Karar sayılı kesinleşmiş kararında da tespit edildiği gözetilerek yolsuz tescilin düzeltilerek taşınmazın 1/2 payının müvekkili adına tapuya tesciline, bu mümkün olmadığı takdirde tespit edilecek tüm zararların doğduğu tarihten itibaren en yüksek banka faiz oranı ile davalıdan tahsiline şimdilik 10.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde, davacının kendi muvazaasına dayanmasının hukuka aykırı olduğunu, taşınmazdaki 1/2 payın …’a 29.08.2006 tarihinde muvazaalı satıldığının senet ispatı gerektirdiğini, davanın haksız olduğunu, reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve yargılamada, müvekkilinin davacı ile kardeşinin … arasındaki ilişkiyi bilebilecek durumda olmadığını, iyi niyetli olduğunu, …’ın kesinleşen mahkeme ilamı ile iktisap ettiği taşınmazı 10.04.2012 tarihinde 45.000,00 TL bedelle kendisine sattığını, yan parsel ile taşınmazı birleştirip üzerine 4 kat bina yaptığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; T.B.K.’nun 19. maddesinde düzenlenen muvazaalı işlemlerde taraf1arın yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın gerçek ve ortak iradelerinin esas alınmasını öngördüğü, dava konusu 1/2 payın 29.08.2006 tarihinde 8.000,00 TL bedelle …’a satılıp, adına tescil edildiği konusundaki muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 10,70 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 15/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.