Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/10578 E. 2018/5676 K. 30.05.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10578
KARAR NO : 2018/5676
KARAR TARİHİ : 30.05.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; davacının 03.07.2004 tarihinde yolcu olarak bindiği motosiklete davalı …’nın idaresindeki aracın çarpması sonucunda yaralandığını, davacının kaza nedeniyle sol kol ve sol bacağında kalıcı sakatlık meydana geldiğini, kazadan önce berberlik mesleğini icra eden ve ailesine destek olan davacının kaza nedeniyle kol ve bacağını kullanamaması nedeni ile işinde kayıplar olduğunu, dükkânının giderlerini dahi karşılayamaz duruma geldiğini, maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, tedavi giderleri ve iş gücü kaybı nedeni ile 2.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, aracın ZMMS poliçesi olduğunu, maddi tazminat taleplerinin ilgili şirket tarafından karşılanması gerektiğini, talep edilen manevi tazminatın fahiş ve haksız, olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili; kazaya karışan aracın ZMMS poliçesinin şirketleri tarafından düzenlendiğini, poliçe teminatının sakatlanma halinde 30.000,00 TL ile sınırlı olduğunu ve sigortalının kusuru oranında olduğunu, davadan önce şirketlerine herhangi bir başvuruda bulunulmadığını, bu nedenle şirketin temerrütten sorumlu olamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne, davacının maddi tazminat talebi yönünden 44.020,20 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, sigorta şirketi yönünden dava tarihinden ve poliçe limiti ile sınırlı olarak, diğer davalı … yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faizi yürütülmesine, davacının manevi tazminat talebi yönünden, davalı … yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 5.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın (aşağıda (2) nolu bentte belirtilen husus dışında) hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” denilmektedir. Aynı kanunun 109/2. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; davaya konu trafik kazası 3.7.2004 tarihinde gerçekleşmiştir. Davacının hayati tehlike geçirecek ve 45 gün mutad iştigalinden geri kalacak şekilde yaralandığı, dava dışı şahsın ise 3 gün mutad iştigalinden geri kalacak şekilde yaralandığı olayda ceza zamanaşımı süresi 765 Sayılı TCK’nin 459/2. ve 102/4. maddelerine göre 5 yıldır. Olayda gelişen durum bulunmayıp, dosya kapsamında
alınan hesap bilirkişi raporu uyarınca dava 4.3.2015 tarihinde ıslah edilmiş olup, temyiz eden davalı … vekili 10.3.2015 tarihinde ıslah zamanaşımı itirazında bulunmuştur. 5 yıllık ceza zamanaşımı süresinin dolmuş olmasına göre, mahkemece ıslah edilen kısım yönünden temyiz eden davalı … vekilinin ıslah zamanaşımı itirazının kabulüne karar verilerek hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı … lehine BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’ya geri verilmesine 30/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.