Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/10078 E. 2015/12771 K. 26.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10078
KARAR NO : 2015/12771
KARAR TARİHİ : 26.11.2015

MAHKEMESİ :…..Asliye Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 04.02.2014 Salı günü davalı ………..vekili A……..geldi. Davacı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı vekili dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle iade edilen dosya ikmal edildikten sonra tekrar gelmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı şirkete trafik sigortalı olan aracın yaya olan müvekkiline çarparak yaralanmasına neden olduğunu, kazanın davalı tarafın kusurundan kaynaklandığını belirterek 1000,00 TL tedavi yol gideri ve 15.000,00 TL işgücü tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş iken; ıslah dilekçesi ile talebini arttırmıştır.
Davalı vekili, davanın reddine savunmuştur.
Hakem heyetince, talebin kısmen kabulü ile 15.000,00 TL için 19.02.2013 tarihinden 134.000,00 TL için ıslah tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içindeki bilgi ve belgelere, kararın dayandığı geciktirici nedenlere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zararlar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir. BK.’nun 53. maddesine ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, hukuk hâkimi, ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı ve delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değil ise de, sanığa isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ve eylemin hukuka aykırılığını ve fâilini belirleyen mahkumiyet kararı ile bağlıdır. Ceza mahkemesinden alınan raporda davacının emniyet şeridinde iken kaza gerçekleşmei durumunda kusursuz kabul edileceği, aksi halde asli kusurlu olacağı belirtilmiştir. Hakem heyetince herhangi bir kusur raporu alınmadığı gibi maddi vakıanın tespiti tespiti bakımından davacının hangi konumda iken kazanın meydana geldiğini belirleyecek olan ve temyiz edilip kesinleşmediği anlaşılan ceza dosyasının sonucu beklenmeden karar verildiği görülmüş ve bu husus bozmayı gerektirmiştir.
3-“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen 818 sayılı Borçlar Kanununun 46. maddesinde (6098 sayılı TBK. Bedensel Zarar madde 54), bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetinin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Yine, Yargıtay yerleşik uygulamalarına göre desteğin ve destek ihtiyacı olanların muhtemel yaşam süreleri belirlenirken Population Masculine Et – Feminine (PMF) yaşam tablosu esas alınmalıdır. Ayrıca, destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken rapor tanzim tarihine kadar gerçekleşen zararın bilinen veriler nazara alınarak ve iskontoya tabi tutulmadan somut olarak, rapor tanzim tarihinden sonraki zarar da bilinen son gelir nazara alınıp 1/Kn katsayısına göre her yıl %10 oranında artırılmak ve iskonto edilmek suretiyle hesaplanmalıdır (YHGK., 28.06.1995 tarih, 1994/9-628 Esas, 1995/694 Karar).
Kabule göre, davacının maluliyetinin tespiti bakımından usulüne uygun rapor alınmadan ve cso verileri dikkate alınarak yapılan hesaplamaya dayanılarak hüküm kurulması da isabetli bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 ve 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilnin temyiz itirazlarının kabulü ile verilen hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 26.11.2015 gününde oy birliği ile karar verildi.