Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/1000 E. 2017/1669 K. 20.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1000
KARAR NO : 2017/1669
KARAR TARİHİ : 20.02.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda, kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, müvekkilinin davalı …’den boşandığını ve lehine maddi-manevi tazminata hükmedildiğini, alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu …’ın gayrimenkul satış vaadi ile hak sahibi olduğu taşınmazını 08.07.2007 tarihinde …’a,…tarafından 04.03.2009 tarihinde satış vaadi ile davalı …’a, bu davalı tarafından da diğer davalı …’a yine satış vaadi ile 15.06.2009 tarihinde devredildiğini, taşınmazın tapu tahsis belgesi bulunduğunu bu nedenle satış vaatlerinin geçersiz olduğunu, taşınmazı davalı …’ın bakkal dükkanı olarak işlettiğini, davalıların taşınmaza zilyet olmadıklarını, davalılardan …’ın müvekkili aleyhine men’i müdahale ve ecrimisil davası açtığını ve davanın halen devam ettiğini, müvekkilinin dava konusu yere zilyet olduğunu, İİK gereğince gayrimenkul satış vaadinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceği ve borçluyu tanımadığını, İİK 279 maddesinde yer alan bir yıllık sürenin geçtiği belirtilerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …, noterden düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu dükkanı …dan 18.700,00 TL karşılığında satın aldığını, yine düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile …’a 22.000,00 TL karşılığında sattığını bildirmiştir.
Mahkemece, davalı …’ın 08/05/2007 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu dükkanı davalı…’a sattığı, bu davanın ise 24/09/2013 tarihinde açıldığı belirtilerek hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Kişisel hak mahiyetinde olan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi tapu siciline şerh edilmediği sürece 3. kişiler açısından ayni etkinlik ve aleniyet kazanmaz. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, tapu siciline şerh edilmesi halinde İİK’nın 277 vd maddelerindeki iptal davasına konu edilebilir, aksi halde iptale konu edilemez. Somut olayda taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin 08.05.2007, 04.03.2009 ve 14.06.2009 tarihlerinde yapılmış olmalarına rağmen tapu siciline şerh edilmedikleri anlaşılmakla, davacının alacağından önce yapılmış iptale tabi bir tasarruftan söz edilemez.
Hal böyle olunca mahkeme kararının gerekçesinde davalı borçlu…’ın taşınmaz üzerindeki dükkanın 08.05.2007 tarihinde satıldığı ve davanın 24.09.2013 tarihinde açıldığı gözetilerek 5 yıllık hak düşürücü süreye tabi olan davanın reddine karar verilmiş ise de, yukarıda açıklanan nedenlerle ortada iptali gereken bir tasarruf bulunmadığından davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerekirken yazılı gerekçe ile red hatalı ise de; mahkemece yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK’nın 438/son maddesi gereğince, gerekçesi değiştirilmek (düzeltilerek) suretiyle kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle sonucu itibariyle doğru olan kararın değiştirilen gerekçeyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.