Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/9991 E. 2016/10657 K. 21.11.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9991
KARAR NO : 2016/10657
KARAR TARİHİ : 21.11.2016

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili, davalı … vekili, davalı … vekili, davalı … vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu araçların karıştığı kazada, davalı …’in aracının davacıya çarpmasıyla davacının bacağının kırıldığını ve ağır şekilde yaralandığını, 1 yılı aşkın süre çalışamayıp kazanç kaybına uğradığını belirterek, 20.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte sigortacılar dışındaki davalılardan müteselsilen tahsilini; 11.000,00 TL. maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte tüm davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı … şirketleri vekilleri, poliçe limiti ve sigortalılarının kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, faizin kaza tarihinden istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı … vekili, davalı sürücünün kazada kusuru olmadığını, karşı araç sürücüsünün kusuruyla kaza meydana geldiğini, talep edilen bedellerin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, davalı sürücü …’nın aracı izinsiz alıp kaza yaptığını ve davalının zarardan sorumlu olmadığını, karşı araç sürücüsünün kazada kusurlu olduğunu, talep edilen bedellerin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, davalının sadece kayden araç maliki olduğunu ve aracın aslında kazayı yapan kardeşi İsmail’e ait olduğunu, davalının işleten sıfatı bulunmadığından zarardan sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 3.336,48 TL. maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müteselsilen tahsiline (sigorta şirketleri için dava tarihinden, diğer davalılar için kaza tarihinden faiz işletilmesine); 12.500,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketleri dışındaki davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı … vekili, davalı … vekili, davalı … vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen davalıların toplam tam kusuruna göre maddi tazminatın hesaplanmasında ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazları ile davalı …, …, … vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu kaza sonucu davacının yaralanmasından duyulan üzüntü nedeniyle, 20.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarda manevi tazminata karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi (818 sayılı BK. 47. md.) hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer
bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralanması nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarih ve paranın alım gücü, zararın boyutu göz önünde bulundurularak davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar daha düşük manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, yüksek miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazları ile davalılar …, …, … vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar …, …, … vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, bu davalılar yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 26,80 TL fazla alınan temyiz peşin harcının davacıya geri verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar …, …, …’e geri verilmesine 21/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.