YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9903
KARAR NO : 2014/11394
KARAR TARİHİ : 09.09.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 47. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 05/03/2014
NUMARASI : 2012/265-2014/78
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın neden olduğu kaza sonucunda müvekkillerinin desteğinin hayatını kaybettiğini ileri sürerek, davacılar M. S. İ. mirasçıları için toplam 8.000,00 TL, H. S. mirasçıları için toplam 3.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 09.10.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini davacılar H.. S.. ve L. S. yönünden toplam 81.743,40 TL olarak artırmıştır.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir
Mahkemece bozma ilamına uyularak;davacıların davasının kabulu ile muris M. S.İ. mirasçıları yönünden 100.000,00 TL tazminatın 22/08/2013 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplanan mirasçıların paylarına düşen oranlar oranında dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, muris H. S.mirasçıları yönünden 96.546,49TL tazminatın 22/08/2013 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplanan mirasçıların paylarına düşen oranlar oranında dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı S.Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-)1086 Sayılı HUMK’nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK’nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut olayda, mahkemece davacıların alacağı tazminat miktarı ayrı ayrı belirtilmeksizin Mehmet Sait İnan mirasçıları yönünden 100.000,00TL tazminatın 22/08/2013 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplanan mirasçıların paylarına düşen oranlar oranında dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,muris H. S. mirasçıları yönünden 96.546,49TL tazminatın 22/08/2013 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplanan mirasçıların paylarına düşen oranlar oranında dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine şeklinde hüküm tesis etmiş olup bu haliyle hüküm fıkrası taraflara yükletilen hak ve sorumluluklar ile infaza elverişlilik yönünden açık olmayıp, taraflar yönünden şüphe ve tereddüt uyandıracak nitelikte olduğundan, bu yön yukarıda açıklanan yasa maddelerine açık bir aykırılık oluşturduğundan (10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararında da belirtildiği üzere) hükmün bozulması gerekmiştir.
2-)Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 9.9.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.