YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9542
KARAR NO : 2014/8406
KARAR TARİHİ : 26.05.2014
MAHKEMESİ : Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/11/2013
NUMARASI : 2013/264-2013/483
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerin murisi ve desteği M.. K.. davalı Emniyet Müdürlüğü’nün işleteni, polis memuru M.. Y..’ın sürücüsü olduğu aracın karıştığı trafik kazası sonucu hayatını kaybettiğini, davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu belirterek davacı eş ve çocuklar için 15.000,00’er TL manevi tazminat talep etmişlerdir.
Davalılar davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davalı M.. Y..’a karşı açılan davanın Anayasa 129/5 gereğince husumetten reddine, davalı İçişleri Bakanlığı yönünden tam yargı davasına konu olabilecek uyuşmazlık nedeni ile idari yargıda dava açmasına muhtariyetine karar verilmiş, hüküm; davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir.
Dava konusu olay, 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası’nda yer alan düzenlemelere aykırı davranış nedeniyle meydana gelen zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Davalı,adı geçen kanun hükümlerine göre işleten konumundadır. Aynı Yasa’nın 106. maddesinde genel ve katma bütçeli daireler ile özel idare, belediye ve iktisadi kamu teşebbüslerine ait motorlu araçların neden oldukları zararlardan dolayı bu yasanın hukuki sorumluluğa ilişkin düzenlemelerinin uygulanacağı belirlenmiştir. İşletenin hukuki sorumluluğunu düzenleyen 85 ve izleyen maddelerinde ise motorlu araçların trafik kurallarına aykırı davranışları nedeni ile doğan zararlardan gerçek ve özel kişiler ile kamu tüzel kişileri ayrımı yapılmaksızın aynı sorumluluk kurallarına bağlı olmaları öngörülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası’nın bu düzenlemeleri karşısında, kamu araçlarının verdikleri zararlardan dolayı idare, kamu hukuku kurallarına göre değil, “işleten” sıfatıyla özel hukuk kurallarına göre sorumlu tutulmalıdır. Bu durumda, resmi aracın verdiği zararın ödetilmesi isteği ile açılan davanın, bu kuralları uygulamakla görevli adli yargı yerinde görülmesi gerekir. Yerel mahkemece açıklanan yasal düzenlemeler gözetilmeyerek, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, davalılardan Emniyet Genel Müdürlüğü yönünden yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
2-Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi, hizmet kusurundan kaynaklanmış, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasalardaki bu güvenceden yararlanma olanağı bulunmamaktadır.
Dava dilekçesinde belirtilen maddi olgulardan davalı sürücünün salt kişisel kusuruna dayanıldığının anlaşılması karşısında öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılması gerekir. Mahkemece bu husus göz önünde bulundurulmayarak davalı M.. Y.. yönünden husumetten red kararı verilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenlede bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde gösterilen nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 26.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.