Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/9537 E. 2014/11348 K. 09.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9537
KARAR NO : 2014/11348
KARAR TARİHİ : 09.09.2014

MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20/05/2013
NUMARASI : 2012/383-2013/236

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacıya ait araca çarpması nedeniyle aracın hasar gördüğünü belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 500 TL. değer kaybının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı M.Y. Tur.Gıda İnş. ve San ve Tic Ltd.Şti.vekili yetki itirazında bulunmuş, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre; HMK’nin 16. maddesi gereğince haksız fiilin gerçekleştiği yer olan kaza yeri mahkemesinin tüm davalılar bakımından ortak yetkili yer olduğu, HMK’nin 7/I. maddesinde de ortak yetkili mahkemenin bulunması halinde davanın burada görülmesi gerektiği gerekçesi ile davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.Davalılar kazaya neden olduğu iddia edilen aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketidir.
6100 Sayılı HMK.nun 6.maddesine göre ,”Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” HMK.nun 7. maddesine göre ise ”Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır”.Aynı Kanun’un 16. maddesine göre dava haksız fiilin vuku bulduğu, zararın meydana geldiği, zararın meydana gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Bunların yanında ve öncelikle 2918 sayılı KTK’nın 110. maddesi uyarınca, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, ihtiyari ve zorunlu sorumluluk sigortası yapan şirketler aleyhine de işleten ve sürücü ile birlikte açılması halinde hem bu kanun hem de HMK.nun 6. maddesi uyarınca bu davalılardan birinin ikametgahı mahkemesinde de açılabilir. KTK’nın 110. madde son cümlesinde yer alan kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de, dava açılabileceği kuralı kesin yetki kuralı olmayıp, davacıya tanınan bir seçimlik haktır. HMK’nin haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen 16. maddesinde de esasen HMK’nin 7/I-2. cümlesindeki düzenleme anlamında kesin yetki sözkonusu değildir.
Dava sebebi olan haksız fiil halinde HMK’nin 16. maddesi gereğince birden fazla mahkemenin yetkili kılınarak davacıya bir seçimlik hak tanınmış olması gözönüne alındığında bu maddenin amacına aykırı bir yorumla HMK 7/I. maddesi gereğince haksız fiilin vuku bulduğu yerin tüm davalılar için kesin yetkili mahkeme olarak kabul edilmesi ve HMK’nin 6. maddesinde düzenlenen genel yetkili mahkeme yetkisinin kaldırdığı şeklindeki yorumlanamaz.
Bir dava için birden fazla ( genel ve özel ) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir.
Dava konusu olayda, dava haksız fiilden kaynaklanan tazminata ilişkindir. Davacı davasını Ankara 13 Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açmıştır. Dosya içerisinde bulunan belgelere göre davacının ikametgahının Ankara olduğu anlaşılmaktadır. Bu hale göre mahkemece HMK.nun 16. maddesi gereğince “haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir” hükmü gereğince davanın davacının ikametgahı mahkemesinde açıldığı gözetilerek işin esasına girilip tarafların iddia, savunma ve delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ;Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 09.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.