Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/9535 E. 2014/11800 K. 16.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9535
KARAR NO : 2014/11800
KARAR TARİHİ : 16.09.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2010/549-2012/399

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu M.. K..’nun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 23.10.2009 tarihinde davalı S.. K..’a sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, dava konusu taşınmazın 180.000,00 TL kredi kullanılarak 225.000,00 TL bedelle alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre,dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile gerçek değeri arasında misli fark bulunmadığı, davalı 3.kişinin kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği belirtilmiştir.
Somut olayda Mahkemece, davalı 3.kişinin kötüniyetli olduğunun ispatlanmadığı belirtilmiş ise de bu konuda yeterli araştırma ve inceleme yapılmamıştır.Davacı vekili 28.5.2012 tarihli dilekçesinde borçlunun ortağı olduğu G. G.Firması ile davalı 3.Kişi S.. K..’un ortağı olduğu D.T. Kumaş firmasının aynı sektör ve semtte faaliyette bulunduklarını belirterek davalı 3.kişinin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğunu iddia ettiğinden Mahkemece davalıların ortağı olduğu şirket kayıtları Ticaret Sicil Müdürlüğünden istenerek ortaklık yapısı adres durumlarının irdelenmesi, şirketlere ait ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak ticari ilişkileri bulunup bulunmadığı dolayısıyla davalı 3.kişinin İİK 280/1 madde kapsamında kötüniyetli olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine 2 nolu behtte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.