Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/909 E. 2015/11517 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/909
KARAR NO : 2015/11517
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) 40. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07/11/2013
NUMARASI : 2012/240-2013/245

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 03.11.2015 Salı günü davalı vekili Av. A.N.T. geldi. Davacı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-

Davacı vekili; müvekkiline ait olup davalı nezdinde kasko sigortalı aracın 14.11.2009 tarihinde müvekkilinin evinin önünden çalındığını, aracın kasko poliçe limitinin 36.000 TL olduğunu, davalı sigorta şirketinin kasko bedelini ödemediğini belirterek, fazlaya dair haklarını saklı tutarak 30.000 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 29.07.2013 tarihli dilekçesi ile talebini 36.543 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili; davanın iki yıllık zamanaşımıı süresi geçtikten sonra açıldığını öne sürerek, davanın zamanaşımı yönünden reddini savunmuştur.
Mahkemece; kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TTK.’nun 1268. maddesi uyarınca dava konusu talebin iki yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımı süresinin hasar ihbarı için öngörülen 5 iş günü sonunda işlemeye başlayacağı, ancak sigorta şirketinin ödeme yapacağı inancı ile sigortalıyı oyaladığının anlaşılması halinde bu husus dikkate alınarak zamanaşımının başlangıç tarihinin değerlendirilmesi gerektiği, somut olayda davalının sigorta şirketine hasar ihbarını olay tarihinden 3 gün sonra 17.11.2009 tarihinde yaptığı, davalı sigorta şirketinin ekspertiz raporuna istinaden talebi reddettiği, ancak davalı sigorta şirketi tarafından hasar talebinin reddedildiğine ilişkin davacıya tebliğde bulunulmadığı, davacı vekili tarafından ibraz edilen 26.12.2011 tarihli faks cevabı ile sigorta şirketi tarafından talebin reddedildiğinin davacıya
bildirildiği, bu durumda davacının talebinin reddedildiğini bu tarihte öğrendiğinin ve zamanaşımı süresinin bu tarihte işlemeye başladığının kabulü gerektiği, dava ve ıslah dilekçesinin 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde verildiği gerekçesiyle zamanaşımı defi reddedilerek, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kabulü ile, 36.543 TL’nin 14.12.2009 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
6762 sayılı TTK.’nun 1263. maddesi uyarınca kasko sigorta sözleşmesi ile malın bizatihi kendisinin değil sigorta ettirenin o mal üzerindeki menfaatinin teminat altına alındığı, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan davaların 6762 sayılı TTK.nun 1268. maddesi gereğince 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu, bu düzenlemenin Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının C.9. maddesinde de açıkça ve aynen yer aldığı, 6762 sayılı TTK.’nun 1292. ve 1299. maddeleri uyarınca zamanaşımı süresinin alacağın muaccel olduğu, yani sigortalının rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği günden itibaren başlayan 5 günlük ihbar tarihinin son günü olduğu bilinmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; kasko sigortası nedeniyle maddi tazminat talebinin, davacı sigorta ettiren ile davalı sigortacının tarafı olduğu sözleşmeye dayanmasına göre, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan ve araç hasar bedeli istemine konu tazminat talebi için uygulanacak dava zamanaşımı süresinin 2 yıl olduğu açıktır. Davacı sigortalı tarafından, aracın 14.11.2009 tarihinde çalındığının anlaşıldığı ve aynı gün polis merkezine şikayette ve 17.11.2009 tarihinde davalı sigorta şirketine ihbarda bulunulduğu, ekspertiz raporunun 23.02.2010 tarihinde düzenlendiği göz önüne alındığında, davanın açıldığı 28.09.2012 tarihi itibariyle iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 03.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.