YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8756
KARAR NO : 2014/8599
KARAR TARİHİ : 29.05.2014
MAHKEMESİ : Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/11/2013
NUMARASI : 2011/203-2013/503
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı şirkete kasko sigortalı müvekkiline ait aracın tek taraflı kazada hasarlandığını, ihbara rağmen davalının zararı ödemediğini, 6.175 TL hasar bedelinin aracın onarımını yapan servise ödendiğini belirterek bu meblağın fatura tarihinden işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, yetki, görev, işbölümü itirazında bulunarak yetkili acenteleri tarafından poliçenin düzenlendiğini ancak acentenin prim tahsil ettiğine dair kaydın olmadığını, davacının ödemede bulunduğu kişinin müvekkili ile ilgisinin bulunmadığını sözleşmenin yapıldığı dönemde yetkili acenteye bağlı tali acente olarak çalıştığının tespit edildiğini, poliçenin prim ödenmediğinden kaza tarihinden önce iptal edildiğini, zarardan sorumlu olmadıkların, kazanın oluşu ile hasar arasında uyum bulunmadığını, hasar miktarının fahiş olduğunu temerrüde düşmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulü ile 6.175,72 TL hasar bedelinin dava tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak sigortalı tarafından davalı sigorta şirketi aleyhine açılan alacak istemine ilişkindir. Davalı sigortacı, sigortalı araçta meydana gelen gerçek zarardan azami poliçe limitine kadar sorumludur. Davacı aracındaki hasarın 6100 sayılı HMK’nin 266.maddesi gereğince konusunda uzman bilirkişi marifetiyle tespit edilmesi gerekir. Davacı vekili, ihbara rağmen davalı sigortacı zararı karşılamayınca, müvekkilinin aracını tamir ettirdiğini ve tamir bedelini ilgili servise ödediğini belirterek buna ilişkin fatura ibraz etmiştir. Davalı vekili, kazanın oluş şekli ile sigortalı araçta meydana gelen hasarların uyumsuz olduğunu, bu hasarların bu kaza sonucu oluşmayacağını, hasar miktarının fahiş olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece, davalı taraf itirazlarının değerlendirilmesi, davacı aracında meydana gelen gerçek zararın tespiti hususlarında bilirkişi incelemesi yaptırılmadan talep gibi (hatta talep 6.175,00 TL olduğu halde, talep dahi aşılarak davacının ibraz ettiği faturada gösterilen) 6.175,72 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece, İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyetinden seçilecek araç hasarı konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan tüm dosya kapsamı, fatura ile davalı tarafın itirazları da irdelenip değerlendirilerek kazanın oluş şekli ile davacı aracında meydana gelen hasarların uyumlu olup olmadığı, davaya konu kaza sonucu oluşan gerçek zarar miktarının tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de;
a)Davacı vekili dava dilekçesinde alacağın reeskont faiziyle tahsilini talep ettiği halde, talep aşılarak avans faizine karar verilmesi,
b)Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 12/1 maddesi hükmü uyarınca davanın kabul edilen kısmı üzerinden davacı lehine 741 TL nisbi velaket ücretine hükmedilmesi gerekirken 1.320 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi,
c)HMK’nın 26.maddesi gereğince taleple bağlı kalınarak en fazla 6.175 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken 6.175,72 TL üzerinden davanın kabulüne hükmedilmesi de isabetli görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ….. Sigorta AŞ vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 29.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.