Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/8741 E. 2014/11574 K. 11.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8741
KARAR NO : 2014/11574
KARAR TARİHİ : 11.09.2014

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Küçük hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir kararı verilmesi istemine ilişkin davada … 1. Asliye Ceza Mahkemesi ile … 2. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R –

Dava, ceza ehliyeti olmadığı yargılama sırasında anlaşılan sanık çocuk hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir.
Türk Ceza Kanunu 31/(2) maddesi hükmü :”Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup henüz 15 yaşını doldurmamış olan çocukların işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamaması yada davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması halinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak, bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.” şeklindedir.
Çocuklar hakkındaki koruyucu ve destekleyici tedbirler (Danışmanlık, eğitim tedbiri vd.) 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunun 5. Maddesinde düzenlenmiştir.
5395 sayılı yasanın 11/(1) maddesi hükmü: “Bu Kanunda düzenlenen koruyucu ve destekleyici tedbirler, suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından çocuklara özgü güvenlik tedbiri olarak anlaşılır.” şeklindedir.
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun çocukların korunmasına, hakların ve esenliklerin güvence altına alınmasına ilişkin usul ve esasların düzenlenmesini amaç eden 1. maddesi ile koruma ihtiyacı olan çocuklar ile suça sürüklenen çocuklar ayrı ayrı tutulmuş ve aynı kanunun 3/a-1 Maddesi ile “korunma ihtiyacı olan çocuk” ve 3/a-2 maddesi ile “suça sürüklenen çocuk” kavramları ayrı ayrı tanımları yapılmıştır.
Aynı yasanın Geçici Madde 1/(3) hükmü: “Çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemeleri bulunmayan yerlerde bu mahkemeler kurulup göreve başlayıncaya kadar çocuklar tarafından işlenen suçlara ait soruşturma ve kovuşturmalar Cumhuriyet başsavcılığı ve görevli mahkemelerce bu Kanun hükümlerine göre yapılır. Geçici Madde 1/(4) Çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde, bu mahkeme kurulup göreve başlayıncaya kadar korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında tedbir kararları görevli aile veya asliye hukuk mahkemelerince alınır.” şeklindedir.
Çocuk Koruma Kanuna göre verilen Koruyucu ve Destekleyici Tedbir Kararlarının Uygulanması hakkındaki Yönetmeliğin 8. Madde hükmü “(1) Çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir kararı; çocuğun anası, babası, vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu kimse, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ve Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya re’sen çocuğun menfaatleri bakımından kendisinin, ana, baba, vasisi veya birlikte yaşadığı kimselerin bulunduğu yerdeki çocuk hâkimince alınır.
(2) Çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde bu mahkeme kurulup göreve başlayıncaya kadar hakkında kovuşturma başlatılmış olanlar hariç korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında tedbir kararları aile mahkemeleri kurulan yerler bakımından bu mahkemeler, kurulu bulunmayan yerler bakımından asliye hukuk mahkemelerince alınır.
(3) Hakkında kovuşturma başlatılmış olan çocuklar için koruyucu ve destekleyici tedbir kararı kovuşturmanın yapıldığı mahkemece alınır.
(5) Fiili işlediği sırada oniki yaşından küçük çocuklar ile onbeş yaşını doldurmamış sağır ve dilsizler hakkında mahkemece, 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 31 inci maddesinin birinci fıkrası ile 33 üncü maddesi uyarınca çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.” şeklindedir.
Somut olayda; 5395 Sayılı Çocuk Koruma Yasası uyarınca suç tarihinde 12 yaşını doldurmuş olup ancak 15 yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılamaması yada davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması halinde çocuk hakkında tedbir kararı talep edilmekle söz konusu tedbir TCK 31/2 Madde hükmüne göre güvenlik tedbiri niteliğindedir.
TCK’nın 31/2. maddesinde 12 yaşını doldurmuş olup 15 yaşını doldurmamış olan çocuklarla ilgili düzenlenen hükümde “işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılamaması yada davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması halinde “cezai sorumluluklarının olmadığı” ancak “çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin” uygulanabileceğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Bu düzenlemenin niteliği dikkate alındığında açıkça 12 yaşından büyük olup henüz 15 yaşını doldurmamış olan çocukların cezai ehliyetinin olmadığı ve kendilerine karşı açılan ceza davalarında haklarında ceza verilemeyeceği anlaşılmaktadır. Ceza verilemeyince tedbirler açısından Çocuk Koruma Kanununun getirdiği ilkelere bakılması zorunluluğu ortaya çıkmakta, 5395 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin 4. fıkrasındaki düzenleme ve Çocuk Koruma Kanununa Göre Verilen Koruyucu ve Destekleyici Tedbir Kararlarının Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 8. maddesi hükmü de gözetildiğinde Çocuk Koruma Kanunun 5. maddesi uyarınca hükmolunacak tedbir kararlarının çocuk mahkemesi veya hakimince çocuk mahkemesi olmayan yerlerde ise aile mahkemesi veya yoksa Asliye Hukuk Mahkemesince karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince … 2. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 11.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.