YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8488
KARAR NO : 2014/8464
KARAR TARİHİ : 27.05.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2013
NUMARASI : 2012/83-2013/200
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacı tarafından kasko sigortalı …. plakalı aracın 29/06/2011 tarihinde yol üzerinde açık bırakılmış rögar çukuruna düştüğünü ve akabinde yol kenarında bekleyen bir başka araca çarpmak zorunda kaldığını, sigorta şirketinin zararı ödediğini, fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla 10.500,00-TL zararın ödeme tarihi olan 10/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı, idari yargının görevli olması sebebiyle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 7.875,00 TL rücuen tazminat alacağını davalıdan ödeme tarihi 10/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TTK’nın 1301.maddesinden kaynaklanan hizmet kusuru nedeniyle rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davacı tarafından aynı konuda idare mahkemesine dava açtığı ve İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 2011/208 Esas ve 2011/2497 Karar sayılı kararıyla adli yargının görevli olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddine karar verildiği görülmüştür.
Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalı, kamu hizmeti sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildir. İdari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde bulunan zararın ödetilmesi istekleri 11.2.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararında değinildiği üzere tam yargı davasının konusunu oluşturur. Bu davaların ise 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 2. maddesi hükmünce idari yargı yerinde açılması gerekir. Yargı yolu dava şartlarından olup mahkemece resen incelenmesi ve dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece yapılması gereken, görevsizlik kararı vererek, adli ve idari yargı arasında oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurmaktır.
Bu uyuşmazlığın doğması için her iki davanın da tarafları, konusu ve dava sebebinin aynı olması gerekmekte olup artık, bu durumda uyuşmazlığın Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerekmektedir (UMK14-16). Yine her iki mahkeme tarafından verilmiş ayrı ayrı görevsizlik kararlarının kesinleşmiş olması da ön koşuldur.
Olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemi UMK 14/2.maddesi gereğince ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilir. Bunun üzerine son görevsizlik kararını vermiş olan mahkemenin dava dosyasını Uyuşmazlık Mahkemesine göndermesi ve görevli mahkemenin belirlenmesini istemesi gerekmektedir (UMK 15 md.).
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne geri verilmesine 27.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.