YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8475
KARAR NO : 2014/7666
KARAR TARİHİ : 15.05.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/10/2013
NUMARASI : 2009/141-2013/390
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı şirkete kasko sigortalı, müvekkiline ait aracın tek taraflı kazada hasarlandığını, ihbara rağmen davalının zararı karşılamadığını, müvekkilinin aracını tamir ettiremediği için kiralık araç kullandığını belirterek şimdilik 7.500,00 TL’nın davalıdan tahsilini talep etmiş; 4.7.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 9.727,95 TL daha artırarak 15.227,95 TL hasar bedeli ile 2.000,00 TL vekalet ücreti (dava açılması sebebiyle davacı vekiline davacı tarafından ödenen) toplamı 17.227,95 TL’nın davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili,aracın rent a car olarak kullanıldığını, bu durumun teminat dışında kaldığını, araçtaki tüm hasarın bu kazada meydana geldiğinin ıspatlanması gerektiğini hasarın fahiş olduğunu, ıslahla artırılan tazminat yönünden davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 11.953,49 TL hasar bedelinin davalıdan tahsiline, davalının zamanaşımı definin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalı sigortacının rizikonun ihbar edilen yerde ve şekilde meydana gelmediğini, aracın rent a car olarak kullanılması sırasında kazanın meydana geldiğini somut delillerle ispatlayamamış olmasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak, sigortalı tarafından sigorta şirketi aleyhine açılan alacak davasıdır. 6762 sayılı TTK’nun 1268. (6102 sayılı YTTK 1420 md.) gereğince sigorta mukavelesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak 2 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Kasko sigorta sözleşmelerinde, sigortalı, rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibren en geç 5 işgünü içinde durumu sigortacıya bildirmek zorundadır (6762 sayılı TTK’nun 1292.md.). Zamanaşımının başlangıcı, TTK 1292 ve 1299 md. göre alacağın muaccel olduğu gün, yani sigortalının rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği günden itibaren başlayan 5 günlük ihbar tarihinin son günüdür.
Somut olayda, davaya konu trafik kazası 3.3.2009 tarihinde meydana gelmiş; davacı aracı, dava dışı sürücü yönetiminde iken gerçekleşen tek taraflı kazada hasarlanmıştır. Sürücü aynı gün güvenlik görevlilerine olay hakkında ifade vermiş; ekspertiz raporuna göre riziko 9.3.2009 tarihinde davalı sigortacıya ihbar edilmiştir. 5 iş günlük ihbar süresi 10.3.2009 tarihinde sona ermiştir. 2 yıllık zamanaşımı süresi işlemeye başladığından 10.3.2011 tarihinde zamanaşımı süresi dolmaktadır. Fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kısmi dava açılması halinde, zamanaşımı sadece kısmi davada talep edilen kısım yönünden kesilmiş olup, varsa bakiye zarar için zamanaşımı süresi kesilmez, işlemeye devam eder. Kısmi davada fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulması, zamanaşımı süresi içinde talep edilecek zarar yönünden önem taşır. Bu nedenle zamanaşımının başladığı tarihten itibaren yine aynı zamanaşımı süresi içinde, bakiye zarar için ek dava açılabileceği gibi kısmi davada talep edilen zarar miktarı ıslah yolu ile de artırılabilir.
Davacı vekili, 29.5.2009 tarihinde açtığı kısmi davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, müvekkilinin aracında oluşan hasar bedeli ve aracın zararının davalı tarafından karşılanmaması, müvekkilinin de aracını tamir ettirememesi sebebiyle kiralık araç kullanıldığından, şimdilik 7.500 TL’nın davalıdan tahsilini talep etmiştir. 7.1.2011 tarihli açıklama dilekçesinde aracın tamiri için KDV dahil 15.227,95 TL gerektiğini, araç kiralama belgesi olmadığını, zaralarının hasar bedeli ve müvekkilinin vekil tutması nedeniyle (hukuki koruma klozu gereğince) vekile ödediği 2.000 TL vekalet ücretine ilişkin olduğunu bildirmiştir. 4.7.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile de talebini 9.727,95 TL daha artırarak toplam 17.227,95 TL’nın davalıdan tazminini istemiştir. Davalı vekili süresi içinde, ıslah edilen talebin (kısmın) zamanaşımına uğradığını ileri sürmüştür.
Mahkemece dava dilekçesinde belirtilen dava konusunun ıslah yolu ile artırılması ek dava niteliğinde olmayıp dava dilekçesinin kısmi ıslahı anlamında olduğundan, ıslah ile artırılan miktara karşı zamanaşımı def’i ileri sürülemeyeceğinden bahisle, zamanaşımı definin reddine, bilirkişi raporunda tespit edilen 11.953,49 TL hasar bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bu durumda mahkemece, öncelikle davacı vekiline dava dilekçesinde talep edilen 7.500 TL’nın ne kadarının araç hasarına, na kadarının ikame araç kiralama bedeline ilişkin olduğunun açıklattırılması, dava dilekçesinde talep edilen hasar miktarı ve kiralık araç bedeli miktarının net şekilde belirlenmesi, daha sonra davacı tarafın ıslah talebinin zamanaşımı süresi geçtikten sonra yapıldığı, davalı tarafın buna açıkça itiraz ettiği gözönünde bulundurularak ıslah talebinin zamanaşımı nedeniyle reddine, dava dilekçesindeki talep ve davacı vekilinin açıklama beyanı dikkate alınarak araç hasarı yönünden sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; davanın reddedilen kısmı 5.274,46 TL olup, 3.666,66 TL’den fazla oludğundan davalı lehine, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 12/1.fıkrası gereğince 632,93 TL nisbi vekalet ücreti yerine aynı tarifenin 12/2 fıkrası gereğince 440 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … Sigorta A.Ş. Vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı taraf yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 15.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.