YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8357
KARAR NO : 2016/4738
KARAR TARİHİ : 13.04.2016
MAHKEMESİ : … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkillerinin murisi …’ın 11.12.2006 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu vefat ettiğini, kazanın davalı …’ın kullandığı, diğer davalı …’ın aracın maliki olduğu … plakalı araçla murise çarpması neticesinde meydana geldiğini, kazanın oluşumunda davalının kusurlu olduğunu, müvekkillerinden …’ın kazada hayatını kaybeden muris …’ın eşi olduğunu, … ve …’ın çocukları, … ve … de murisin torunları olduğunu, müvekkillerinin acılarını bir nebze de olsun dindirmek amacıyla murisin eşi … için 5.000,00 TL, çocukları …, …, …, …, … …’a ayrı ayrı 2.000,00 TL, murisin torunları … ve … için ayrı ayrı 1.000,00 TL olmak üzere toplam 17.000,00 TL manevi tazminat ile 500,00 TL maddi tazminatın
fazlaya ilişkin dava hakları saklı kalmak kaydıyla olay tarihi olan 11.12.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 24.11.11 tarihinde açmış olduğu ek dava ile eş … için 7.493,50 TL destekten yoksun kalma tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, tutulan trafik kazası tespit tutanağının aksine müvekkilinin herhangi bir kusurunun mevcut olmadığını, kazada %100 kusurlu olanın kazaya sebebiyet veren davacıların murisi … …’ın olduğunu, kazaya sebebiyet veren müvekkili olsa bile belirtilen tazminat miktarı kadar maddi ve manevi zararın oluşmadığını, bütün bunlara rağmen talep edilen tazminat miktarının çok fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; maddi tazminata ilişkin; davacı …’a ilişkin dava atiye bırakıldığından, herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına, davacı …’ın maddi tazminat talebinin kısmen kabul-kısmen reddi ile; 7.493,50 TL maddi tazminatın kazanın meydana geldiği 11/12/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak … ve … kızı 1931 doğumlu davacı …’a verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, diğer davacıların maddi tazminat istemine ilişkin taleplerinin reddine, manevi tazminata ilişkin; davacı …’a ilişkin dava atiye bırakıldığından, herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına, murisin eşi … için 1.250,00 TL, çocukları …, …, …, …, … …’a 750,00’şer TL, murisin torunları … ve … için ayrı ayrı 500,00’er TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 11/12/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma, defin gideri ve manevi tazminatın karşılanması isteminden ibarettir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin maddi tazminata ilişkin aşağıdaki (2) nolu bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Mahkeme tarafından dava dışı … Sigorta A.Ş.’ye yazılan müzekkereye verilen cevapta; davalı …’a ait … plakalı aracın şirketleri nezdinde 411-101000010818624 numaralı 13.05.2006/2007 vadeli zorunlu mali sorumluluk trafik poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, ihbar üzerine 11.12.2006 tarihinde meydana gelen trafik kazasına ilişkin olarak
şirketleri nezdinde 40725478 numaralı hasar dosyasının açıldığını, dosya kapsamında 15.02.2008 tarihinde İsmail … adına Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Bağ-Kur … İl Müdürlüğüne 7.803,50 TL ödendiği bildirilmiştir. Bu ödemenin mahiyeti, neye ilişkin olduğu, rücuya tabi olup olmadığı SGK Başkanlığından sorulmaksızın aktüer hesap raporu ve ek raporu aldırılmış her iki raporda da söz konusu bu ödeme düşülmemiştir. Eksik inceleme ve araştırma sonucu verilen hüküm hatalı olup, mahkemece yapılacak iş; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Bağ-Kur … İl Müdürlüğüne müzekkere yazılarak, kazaya karışan aracın ZMSS sigorta şirketi tarafından 15.02.2008 tarihinde İsmail … adına ödenen 7.803,50 TL miktarın neye ilişkin bir ödeme olduğu sorulmalıdır. Şayet, anılan ödeme destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin yapılmış bir ödeme ise ve sigorta şirketi tarafından 15.02.2008 olarak bildirilmiş olan ödeme tarihi de doğru ise, ek dava tarihi olan 24.11.2011 tarihinden önce yapılmış bir ödeme söz konusu olduğu değerlendirilerek; mahkemece hükme en yakın tarihli verilere göre hesaplanmak ve davadan önce alınan tazminat miktarının hesap tarihine kadar işlemiş yasal faizi ile birlikte hesaplanan tazminattan indirilmek suretiyle yeni bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Tüm bu nedenlerle eksik incelemeyle ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3- Davalılar vekilinin davacılar lehine hükmedilen manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 2014 yılı için 1.890,00 TL’dir. Murisin eşi … için 1.250,00 TL, çocukları …, …, …, …, … …’a 750,00’şer TL, murisin torunları … ve … için ayrı ayrı 500,00’er TL olarak hükmedilen manevi tazminat miktarları itibari ile kesinlik sınırı altında olup manevi tazminat yönünden kurulan hükme ilişkin temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
4- Davacı murisin çocukları …, …, …, …, … … ve murisin torunları … ve … …’ın manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; anılan davacılar için reddedilen manevi tazminat miktarları 2014 yılı için 1.890,00 TL temyiz kesinlik sınırının altında kaldığı için bu davacıların manevi tazminat yönünden kurulan hükme ilişkin temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
5- Davacı …’in manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir
sonuca varılmalıdır. Zira, M.K.nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı … vekilinin temyiz itirazının kabulüyle davacı … için takdir olunan manevi tazminatın düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin maddi tazminata ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin manevi tazminat yönünden kurulan hükme ilişkin temyiz dilekçesinin reddine, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı murisin çocukları …, …, …, …, … … ve murisin torunları … ve … …’ın manevi tazminata ilişkin temyiz dilekçesinin reddine, (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Davacı …’in manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara ve davalılara geri verilmesine 13/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.