Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/822 E. 2014/3818 K. 18.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/822
KARAR NO : 2014/3818
KARAR TARİHİ : 18.03.2014

MAHKEMESİ : Ankara 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 31/05/2013
NUMARASI : 2013/154-2013/119

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalıların trafik sigortacısı olduğu araçların neden olduğu kaza sonucunda davacının yaralandığını ileri sürerek, 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, kazanın meydana geldiği yerin kesin yetkili mahkeme olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK.nun 6.maddesine göre, ”Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” HMK.nun 7. maddesine göre ise ”Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır”. Aynı Kanun’un 16. maddesine göre dava haksız fiilin vuku bulduğu, zararın meydana geldiği, zararın meydana gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Bunların yanında ve öncelikle 2918 sayılı KTK’nın 110. maddesi uyarınca, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, ihtiyari ve zorunlu sorumluluk sigortası yapan şirketler aleyhine de işleten ve sürücü ile birlikte açılması halinde hem bu kanun hemde HMK.nun 6. maddesi uyarınca bu davalılardan birinin ikametgahı mahkemesinde de açılabilir. KTK’nın 110. madde son cümlesinde yer alan kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de, dava açılabileceği kuralı kesin yetki kuralı olmayıp, davacıya tanınan bir seçimlik haktır. HMK’nin haksız fiillerde yetkiyi düzenleyen 16. maddesinde de esasen HMK’nin 7/I-2. cümlesindeki düzenleme anlamında kesin yetki sözkonusu değildir.
Dava sebebi olan haksız fiil halinde HMK’nin 16. maddesi gereğince birden fazla mahkemenin yetkili kılınarak davacıya bir seçimlik hak tanınmış olması gözönüne alındığında bu maddenin amacına aykırı bir yorumla HMK 7/I. maddesi gereğince haksız fiilin vuku bulduğu yerin tüm davalılar için kesin yetkili mahkeme olarak kabul edilmesi ve HMK’nin 6. maddesinde düzenlenen genel yetkili mahkeme yetkisinin kaldırdığı şeklindeki yorumlanamaz. Bir dava için birden fazla ( genel ve özel ) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Mahkemece yetki itirazı olmaması nedeniyle işin esasına girilip tarafların iddia, savunma ve delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ;Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18.03.2014 gününde üye E.S.Baydar’ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
Davalıların, ZMSS sigortacısı bulundukları … ve …….. plakalı araçların Saruhanlı ilçesinde çarpışması sonucu davacının yaralandığı iddiasıyla fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesi istemi ile Ankara 15 Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açılmış,
Davalılar davalının reddini savunmuş,
Yargılama sonucunda mahkemece; 6100 sayılı HMK 7/1 maddesinde yetkili kılınan haksız fiilin vuku bulduğu yer mahkemesi olan Saruhanlı Asliye Hukuk Mahkemesinin ortak ve kesin yetkili mahkeme olduğu gerekçesiyle re’sen yetkisizlik kararı verilmiş,
Davacı vekilinin temyizi üzerine sayın çoğunluğun “HMK 7/1 maddesinde getirilen yetki kuralınının kesin yetki olmadığı, süresinde usulüne uygun yapılmış bir yetki itirazı bulunmadığı” görüşü doğrultusunda yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Sayın çoğunluğun HMK 7/1 maddesinde öngörülen yetki kuralının kesin yetki olmadığına ilişkin görüşüne katılamıyorum.
Dava 6100 sayılı HMK yürürlüğünden sonra açılmıştır.
6100 sayılı HMK 7/1 maddesinde “davalı birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde davanın açılabileceği; Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkemenin belirtilmiş olması durumunda davaya o yer mahkemesinde bakılacağı” öngörülmüştür.
Yasalarda kesin yetki olduğu anlaşılan hallerde başka yer mahkemesinde dava açılması mümkün değildir.
Yetkinin kesin olduğu bazen yasa metninde açıkça ifade edilmekte, bazende maddenin düzenleme şeklinden anlaşılabilmektedir.
HMK 7/1 maddesindeki “… Davaya ancak o yer mahkemesinde bakılır” şeklindeki mutlak ifadeden, yetkinin kesin yetki olduğu sonucu çıkmaktadır.
HMK 7/1 maddesinin hükümet gerekçesinde de (madde 12) öngörülen yetki kuralının kesin yetki kuralı olduğu vurgulanmıştır.
Ortak yetkili mahkemenin yetkisi, hükmün gerekçesinde de ifade edildiği üzere kesin yetkidir. (Ejder Yılmaz HMK sayfa 120)
Somut uyuşmazlıkta davacının yerleşim yeri Manisa, davalı sigorta şirketlerinin yerleşim yerleri de İstanbul olup, davaya konu trafik kazası da Saruhanlı ilçesinde gerçekleşmiştir.
Saruhanlı Mahkemeleri haksız fiilin vuku bulduğu yer mahkemesi olarak tüm davalılar yönünden ortak yetkiyi taşıyan mahkeme olup, yerel mahkemenin HMK 7/1 maddesinde öngörülen yetki kuralanının kesin olması nedeniyle re’sen yetkisizlik kararı vermesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığından yerel mahkeme kararının onanması gerekirken bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.