Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/7945 E. 2015/12062 K. 12.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7945
KARAR NO : 2015/12062
KARAR TARİHİ : 12.11.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulü kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı …. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı sürücünün 26.11.2003 tarihinde …’a çarpması sonucu yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davalının tam kusurlu olduğunu belirterek 6.500,00 TL tedavi giderleri, 1.000 TL iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 7.500,00 TL maddi, 2.500,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Birleşen … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/134 Esas sayılı dosyasında davacılar vekili; aynı kaza nedeniyle davacıların murisi …’ın yaralanması nedeniyle açılan dava sırasında vefat ettiğini belirterek; kazada yaralanması tedavi görmesi ve vefat etmesi nedeniyle … için 18.814 TL maddi tazminatın ve davacıların her biri için 4.000’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar; vekilleri ise davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; asıl davada davanın kısmen kabulü ile 2.320,37 TL maddi tazminat ile 1.000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte payları oranında mirasçılarına ödenmesine, birleşen davada … için 3.718,68 TL maddi tazminatın, manevi tazminat yönünden … için 500,00 TL, her bir davacı için ayrı ayrı 200,00 er TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı …. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve birleşen … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/134 Esas sayılı dosyasında dava dilekçesinde …’ın yer almamış olması nedeniyle davada taraf olmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
HMK’nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 427. maddesinde öngörülen temyiz sınırı 01.01.2013 tarihinden itibaren 1.820 TL’ne çıkarılmıştır.
… 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/1297 Esas sayılı dosyasında; davanın manevi tazminat yönünden, dahili davacılar için red edilen kısmı 1.500,00-TL olup temyize konu karar kesin niteliktedir. Ayrıca, birleşen … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/134 Esas sayılı dosyasında davalılar aleyhine hükmedilen manevi tazminat ise 1.800 TL’dir.
Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Buna göre davacılar
vekilinin ve davalı …. vekilinin, hükmedilen tazminatın, manevi tazminat yönünden kesin olması nedeniyle temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, birleşen … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/134 Esas sayılı dosyasında takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
4-Yargılama sırasında yürürlüğe giren ve 2918 sayılı Yasanın 98.maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Yasanın 59. maddesinde, “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın “Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”,
Yasanın geçici 1.maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59 uncu maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1.maddesinde, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir. Karayolları Trafik Kanununa göre, zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorunludur.
Sigorta poliçesinde belirtilen, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır ,Sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre, 2918 sayılı Yasanın 98.maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk “Sosyal Güvenlik Kurumu’na” geçtiğinden eldeki davada yasal hasımın “Sosyal Güvenlik Kurumu” olması gerekir.
Bu durumda mahkemece, “Sosyal Güvenlik Kurumu”nun davaya dahil edilmesi, tarafların delillerinin toplanması, davacı tarafından talep edilen tedavi giderlerinden 2918 sayılı Yasanın 98.maddesi kapsamında kalanların ve Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğuna esas olanların belirlenmesi için uzman doktor bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, 2918 Sayılı Yasanın 98 maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri yönünden Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, yasa kapsamı dışında kalan giderlerden ise davalı … şirketinin sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
5-Davalı … şirketi kazaya neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk trafik sigortacısı olup, 2918 sayılı KTK.nın 99/1.maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B.2-b.maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta olup bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir.
Mahkemece KTK 98 ve 99. Maddelere göre davalı … şirketinin temerrüde düştüğü tarih araştırılarak, şayet dava tarihinden önce davalı … şirketine usulüne uygun bir başvuru var ise, bu başvuru tarihinden 8 iş günü sonundan itibaren faiz işletilmesi, aksi takdirde dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin ve davalı …. vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, 3 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, 4 ve 5 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı …. vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı …’ne geri verilmesine 12.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.