Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/7386 E. 2014/11055 K. 10.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7386
KARAR NO : 2014/11055
KARAR TARİHİ : 10.07.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/02/2012
NUMARASI : 2009/659-2012/165

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı 3.kişiler vekili, İstanbul 4. İcra Müdürlüğünün 2008/26877 sayılı takip dosyasından 18.03.2009 tarihinde haczedilen beyaz eşyaların müvekkili … Tük. Mal. Tic. ve Paz. Ltd. Şti. Kanepelerin müvekkili ….Tük. Mad. Ltd. Şti.’ne ait olduğunu haczin müvekkillerinin işyerinde yapıldığını ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davacı şirketler ile borçlu şirket arasında organik bağ bulunduğunu, haciz mahallinde borçlu şirkete ve ortaklarına ait belgeler bulunduğunu, mülkiyet karinesinin alacaklı yararına olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece hem borçlu hem de davacı şirket ortağı olan kişinin, hissesinin haciz tarihinden önce devrettiği, haciz tarihi itibariyle davacı şirketle bir ilgisinin kalmadığı, ortaklarının farklı kişilerden oluştuğu, davacı şirketin borçlu şirketten önce kurulduğu gerekçesiyle istihkak davanın kabulü ile mahcuzların davacılara ait olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 vd. maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.
Dava konusu haciz 18.03.2009 tarihinde 3.kişiye ait adreste yapılmış ise de haciz mahallinde borçluya ait belgeler (kartvizit, SGK kayıtları, vs) bulunduğu, bu belgelerin daha sonra 3.kişi çalışanı tarafından haciz mahallinden kaçırıldığı haciz tutanağı içeriği ile sabittir.
Bu halde İİK’nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksini davacı 3.kişiler güçlü ve inandırıcı delillerle ispat etmelidir.
Davacı 3.kişiler, vergi levhası ve faturaya dayanmaktadır. Sunulan vergi levhası borç ve takip tarihinden sonra alınmış olup beyana dayalı olarak düzenlenmiştir. Yine borç ve takip tarihinden sonraki tarihleri taşıyan faturalar istihkak iddiasının kanıtlanması açısından yeterli değildir. Ayrıca faturalara, konu eşyaların ayırt edici özellikleri yazılmadığından mahcuzlarla karşılaştırılması da mümkün değildir.
Kaldı ki, borçlu şirketin kurucu ortaklarından olan H. I.. ve H. K..’ın 3.kişi şirketin (Işın Ltd.) de ortağı oldukları, borçlu şerketteki hisselerini borcun doğum tarihinden sonra devir ettikleri dosyada bulunan ticaret sicili kayıtları ile sabittir. Keza, 3.kişi ile aynı ünvanı taşıyan dava dışı …Matbaa Kırtasiye T.A.Ş. ile borçlu şirket ortaklarının aynı kişilerden oluştuğu da ticaret sicil kayıtlarından anlaşılmaktadır. Bu durumda borçlu ve 3.kişi şirketler arasında alacaklıdan mal kaçırma amaçlı muvazaalı ilişki ve organik bağ bulunduğu açıkça ortada olduğundan davacı 3.kişilerin davasının reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 10.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.