YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7380
KARAR NO : 2014/12498
KARAR TARİHİ : 25.09.2014
MAHKEMESİ : Malatya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/11/2013
NUMARASI : 2013/179-2013/586
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında özetle; Mahkemece dava konusu taşınmazın 1/3 payının 09.05.2001 tarihinde yapılan satışına ilişkin olarak davalılardan C.. Ö.. ile borçlu Abdulvahap’ın aynı ilçe nüfüsuna kayıtlı olmaları, davalı Adnan ile borçlunun kardeş olması nedeniyle borçlu davalının alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olup olmadıklarının tartışılması, davalılar C.. Ç.., A. T.ve R. Ltd. Şti.nin borçlu davalının durumunu bilen veya bilmesi gereken kişilerden olup olmadıklarının araştırılarak buna ilişkin taraf delillerinin istenilmesi, olayda 6183 sayılı yasanın 30. maddesinin uygulama yeri olup olmadığının irdelenmesi ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının geerkçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmama-
sına, 5. kişi konumundaki davalı C.. Ç.. ile 6. kişi konumundaki davalı R. U. arası Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. nin borçlunun mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduklarının kanıtlanamamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin davalılar C.. Ç.. ve R. U.arası Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti.ne yönelik diğer temyiz itirazlarının reddine
2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Aynı yasanın 30. maddesi uyarınca borçlunun malı bulunmadığı veya borca yetmediği takdirde amme alacağının bir kısmının veya tamamının tahsiline imkan bırakmamak maksadiyle borçlu tarafından yapılan bir taraflı muamelelerle borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazımgelen kimselerle yapılan bütün muameleler tarihleri ne olursa olsun hükümsüzdür. Yine aynı yasanın 31. maddesi gereğince27, 28, 29 ve 30 uncu maddelerde sözü edilen tasarruf ve muamelelerden faydalananlar elde ettiklerini, elden çıkarmışlarsa takdir edilecek bedelini vermeye bu kanun hükümleri dairesinde vermeye mecburdurlar. Somut olayda dava ve tasarrufa konusu taşınmazın 1/3 payı 09.05.2001 tarihinde borçlu davalı tarafından aynı ilçe nüfusuna kayıtlı C.. Ö..’a, onun tarafından 17.01.2005 tarihinde borçlunun kardeşi A.. T..’a, onun tarafından da 05.04.2005 tarihinde 1/3 payın yarısı C.. Ç..’e, diğer yarı payıda yine borçlu ile aynı cilt ve hane numarasında kayıtlı Abdurrahman Temur’a satılmış olup, bu paylar 24.09.2008 tarihinde R. U. arası Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti.ne satılmıştır. Yukarda açıklandığı gibi 3. kişi C.. Ö.. ile 4. kişi A.. T.. ve 5. kişi A.T.’un borçlu davalı ile olan yakınlıkları nedeniyle borçlu Abdulvahap’ın mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden oldukları anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece dava konusu taşınmazı elinde bulunduran davalı şirketin kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması nedeniyle davalılar C.. Ö.., A.. T.. ve A.T.un her birisinin elden çıkardıkları tarih ve pay itibariyle dava konusu taşınmazın değerinin belirlenerek bu değer oranında ve davacının alacağını aşmayacak şekilde tazminata mahkum edilmeleri gerekirken yazılı olduğu üzere davanın adı geçen davalılar yönünden de reddine karar verilmiş olması doğru
bulunmadığı gibi, 1136 sayılı avukatlık yasasının 168/2 maddesi uyarınca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu kendisinin vekille temsil ettiren davalılar yararına nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru bulunmamıştır.
SONUÇ:Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalılar C.. Ç.. ve R. U. arası Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti.ne yönelik diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 25.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.