Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/7371 E. 2014/19410 K. 25.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7371
KARAR NO : 2014/19410
KARAR TARİHİ : 25.12.2014

MAHKEMESİ :İstanbul(Kapatılan) Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ :18/11/2013
NUMARASI :2013/293-2013/293

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının süresi içinde davacılar vekili ve davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı minibüsün yaptığı tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacıların desteği Mustafa Karapınar’ın vefat ettiğini, desteğin eşi ve çocuklarının desteğinden mahrum kaldığını davacıların zararının poliçe limitinin üzerinde olması nedeniyle, 225.000 TL. maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacılar desteğinin yolcu olduğu aracın yolcu taşımacılığı yaptığını, davacıların öncelikle karayolu taşımacılık sigortasına başvurmaları gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Hakem heyeti tarafından toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının yolcu olarak bulunduğu minibüsün il içi yolcu taşımacılığı yapması nedeniyle karayolu taşımacılık sigortası kapsamında olmadığını, davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunu belirterek davacı eş Güzel için 57.896,40 TL. Adem için 1.592,73 TL. Fadime için 6.131,35 TL. M.Emin için 9.074,17 TL. tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili ile davacılar vekilince davacı GÜzel için 68.821,64 TL, Adem için 867,89 TL, Fadime için 12.810,01 TL ve M.E.. K.. için de 16.363,05 TL tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile temyiz edilmiştir.
1-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrasına göre, “Beş bin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebilir. (Ek cümleler:03.04.2013 – 6456 s.K./45.mad). İtiraz talebinde bulunmak için bu Madde uyarınca belirlenen başvuru ücretinin Komisyona yatırılması şarttır. İtiraz üzerine hakem kararının icrası durur. İtiraz talebi münhasıran bu talepleri incelemek üzere Komisyon tarafından teşkil edilen hakem heyetlerince incelenir. İtiraz talebi hakkında işin heyete intikalinden itibaren iki ay içinde karar verilir. Beşbin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları bu Madde uyarınca süresinde itiraz başvurusunda bulunulmaması hâlinde kesinleşir. Bu uyuşmazlıklar hakkında bu Madde uyarınca yapılan itiraz üzerine verilen karar kesindir. Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebilir” hükmü gereğince davacılar vekilinin temyizi ile davalı vekilinin davacılardan Adem, Fadime ve M.. E.. K.. için verilen karar miktar yönünden kesindir.
Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
2-Davalı vekilinin davacı G.. K.. yönelik temyiz itirazlarına gelince, Dava, taşıma sırasında meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların desteğinin vefat etmesi nedeniyle açılan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı N.. Sigorta A.Ş.nin davacılar desteğinin yolcusu olduğu minibüsün zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu hususu çekişmesizdir. Davalı sigorta şirketi davacıların zararından öncelikle minibüsün Zorunlu karayolu taşımacılığı mali sorumluluk sigortacısının sorumlu olduğunu iddia etmiş, yargılama aşamasında davalıya ait minibüsün zorunlu karayolu taşımacılığı mali sorumluluk sigorta poliçesinin bulunmadığı belirlenmiştir.
Dosya kapsamına göre davacılar desteğinin yolcu olarak bulunduğu aracın Tekman’dan Erzurum’a yolcu taşıdığı sırada kazanın meydana geldiği anlaşılmakla kazanın taşımacılık faaliyeti esnasında meydana geldiği hususu sabittir.
Zorunlu karayolu taşımacılığı mali sorumluluk sigortası ile sigortacı, poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların,duraklamalar da dahil olmak üzere,kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelebilecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10.07.2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Yasasından doğan sorumluluğunu poliçede yazılı limitlere kadar sigorta örtüsüne almaktadır.4925 sayılı Yasanın 18nci maddesi uyarınca taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Yasanın 17nci maddesinde düzenlenen sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar. Aynı Yasanın 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.8 nci maddeleri hükümlerine göre meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır.Ancak,bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur. Bahse konu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu, yolcuların uğradığı zararlar bakımından taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı,trafik sigortacısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlemiştir. Başka bir anlatımla, yolcunun uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında ise, bu aracın trafik veya ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğu doğmayacaktır. Ancak, limit aşımında sırasıyla zorunlu ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacılarının sorumluluğu söz konusu olacaktır.
Mahkemece yargılama aşamasında minibüsün yolcu taşımacılığı yapmasına rağmen zorunlu karayolu taşımacılığı mali sorumluluk sigorta poliçesinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu halde, bu sigorta yerine Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 9/1-b maddesine göre rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde zorunlu sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için güvence hesabına başvurulabilir hükmü gereğince güvence hesabına rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan Zorunlu karayolu taşımacılığı mali sorumluluk sigortası
poliçe limitleri dahilinde başvurulabileceğinin kabulü gerekir.
Bu nedenle yukarıdaki açıklanan düzenlemeler çerçevesinde değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde davacı Güzel yönünden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ; Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı vekilinin davacılar Adem, Fadime ve M..E.. K.. hakkında verilen karara yönelik temyiz isteminin temyize konu miktarların kesin olması nedeniyle reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile davacı G.. K.. hakkında verilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı G.. K.. ve davalı sigortaya geri verilmesine 25.12.2014 gününde Üye …. karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.

-KARŞI OY-

Sayın çoğunluğun, desteğin içinde bulunduğu aracın zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası bulunmadığını, davanın Güvence Hesabına karşı açılması gerekçesi ile yerel mahkeme kararının bozulması yönündeki görüşüne katılmıyorum.
Temyize konu hakem heyeti kararıdır. Davacılar, destekleri M.. K.. 25 U 0486 plaka sayılı araçta Erzurum-Tekman arasında yolculuk yaparken 18.1.2012 günü meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini desteklerini kaybettiklerini ileri sürüp aracın zorunlu trafik sigortasına karşı tazminat davası açmışlardır.
Hakem heyeti, yolculuğun Erzurum-Tekman arasında yapılması esnasında geldiğini zorunlu taşıma sigortası yaptırması gerekmediğini kabul ederek davalı trafik sigortasını tazminatla sorumlu tutmuştur.
Hakem heyetinin bu gerekçesi yerinde değildir. Zira Erzurumu-Tekman arası 149 km olup Z.K.T.M.S.S yaptırma ancak, sayın çoğunluk bozma gerekçesinde de kabul ettiği gibi bizcede uygun olan; 10.7.2003 tarih 4925 sayılı Karayolu Taşıma Yasası 17-18-19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.8.maddeleri uyarınca meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak, “bu sigortanın hiç yapılmamış olması”, “yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması” süresinin bitmiş olması” veya “meydana gelen zararının bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması” halinde teminatların üzerinde kalan kısım için, sırasıyla “zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa İ.M.S.S başvurulur. Bu düzenlemelere göre sıralı bir sistem getirilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Yasasında düzenlenen Güvence Hesabı ve Güvence Hesabı Yönetmeliği incelendiğinde, trafik kazası sonucu meydana gelen zararlardan, zarar görenleri bazı şartların oluşması halinde “Güvence” altına olmak üzere düzenlenmiş fakat şartların oluşması halinde mutlaka başvurulması gereken yol olarak gösterilmemiş, zarar görenlerin zararları için “başvurabilir” bir güvence olarak gösterilmiştir.
Diğer yandan Taşıma Kanunu Sigortacılık Yasası karşısında daha özel bir yasadır. Bu yasaya göre açıkca yapılması zorunlu taşıma sigortası ve sigorta genel şartları kapsamı öncelikle uygulanması gerekir.
Taşıma Kanunu-taşıma sigortası ve genel şartlarına göre hem sıralı sistemi kabul etmek ama zorunlu taşıma sigortası yoksa-geçerli değilse-süresi dolmuşsa aynı zararları karşılayan zorunlu trafik sigortasını zorunlu tutmamak bir çelişkidir.
Dosyadaki belgeler incelendiğinde, zarar görenlerin öncelikle Güvence Hesabına başvurdukları, Güvence Hesabının kendilerine “meydana gelen kazada taşıma yapan aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası
yaptırma zorunluluğu bulunmadığı” bu nedenle Güvence Hesabının sorumluluğunun bulunmadığını bildirdiği görülmektedir. Hak sahibi sıfatı taşıyan ve fakat sigorta sözleşmesinin oluşturulmasında taraf olmayan üçüncü kişilerin aynı rizikoları güvence altına alan zorunlu sigortalar yönünden bunlardan birine veya birkaçına veyahut tamamına başvurma hak ve yöntemleri, hangi sigorta poliçesinin yapılmış olduğunun tesbiti bakımından hak kaybına yol açabilecek ağır bir yükümlülüktür. (Somut olayda kazanın meydana geliş tarihine göre talep zamanaşımına uğramayabilir ancak uzun süren davaların sonunda bu tür hak kayıplarıda olabilecektir).
Yine dosya arasına giren belgelerden 24.12.2012 başlangıç, 24.12.2013 bitiş tarihli Z.K.Y.T.M.S.S olduğu, kazanın ise 18.11.2012 tarihinde meydana geldiği görülmektedir. Yeni bir poliçe yapılıp yapılmadığıda araştırılmamıştır. Zira, hakem heyeti somut olayda bu sigortanın yapılmasının zorunlu olmadığını kabul etmektedir.
Açıkladığım maddi ve hukuksal olgulara göre, davacıların temyiz itirazlarının değerlendirilerek, gelir araştırılması ve değerlendirilmesi hakem heyetinin destek hesabına esas aldığı ve Daire uygulamasına uygun olmayan “CSO” 1980 Mortolite Tablosu ve %2 teknik faiz kullanılması yöntemleri nedeniyle hakem heyeti kararının bu gerekçelerle bozulması görüşündeyim.