Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/715 E. 2014/3738 K. 17.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/715
KARAR NO : 2014/3738
KARAR TARİHİ : 17.03.2014

MAHKEMESİ : Körfez 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/10/2013
NUMARASI : 2012/981-2013/1042

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı şirkete kasko sigortalı aracın tek taraflı kazada hasara uğradığını, davalının ihbara rağmen sigorta tazminatı ödemediğini, Körfez Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/534 E. Sayılı dosyası ile hükmedilen bedel dışında kalan bakiye 5.000,00 TL zararın kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 03.10.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 662,00 TL artırdığını belirtmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın kabulü ile 5.662,00 TL.nın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-) a) Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK 107/1 maddesinde “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarının yahut değerinin tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklının hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceği” düzenlenmiştir.
Yasa hükmünden de açıkça anlaşıldığı üzere Belirsiz Alacak Davası açılabilmesi için davanın açıldığı tarihte alacağın miktarının yahut değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olmaması gerekir.
Oysa eldeki dava, niteliği itibariyle alacağın miktar ve değerinin dava açılmadan önce belirlenebileceği davalardan olup HMK 107/1 maddesinde öngörülen belirsiz alacak davasına konu olması mümkün değildir.
Mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü sonucu, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarda saklı tutulmadığı halde HMK 26 maddesine aykırı şekilde talep aşılarak 662 TL daha fazla tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
b)Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın B.3.1. maddesine göre sigortacı, hasar miktarına ilişkin belgelerin kendisine verilmesinden itibaren en geç 15 gün içinde gerekli incelemeleri tamamlayıp, hasar ve tazminat miktarını tespit edip sigortalıya bildirmek zorundadır. Dolayısıyla, sigortalı araçtaki hasarın belirlenmesi bir incelemeyi gerektirmektedir.
Somut olayda, davacı Körfez Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/534 Esas sayılı dosyası ile kasko sigortacısı olan davalı A. Sigortadan tazminat talebinde bulunmuş, burada yapılan yargılama sonucunda hükmedilen tazminat dışında kalan bakiye kısmı için eldeki davayı açmıştır. Davacı E. Petrol Ltd’nin başvurusu üzerine davalı sigorta şirketi tarafından 27.05.2011 tarihinde ekspertiz raporu alındığı anlaşılmaktadır. Ekspertiz raporunun düzenlendiği tarihte davalının temerrüde düştüğünün kabulü ile bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekirken kaza tarihinin esas alınması doğru değil, bozma nedenidirr.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.