Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/6821 E. 2014/12571 K. 25.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6821
KARAR NO : 2014/12571
KARAR TARİHİ : 25.09.2014

MAHKEMESİ : Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 31/01/2014
NUMARASI : 2014/34-2014/20

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleten, sürücü ve trafik sigortacısı olduğu araç ile davacının işleteni olduğu aracın karıştığı trafik kazasında davacının işleteni olduğu aracın hasarlandığını belirterek 6.280,00.-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı K.. T..’nun maliki, Y.. T..’nun ise sürücüsü olduğu aracın, trafik sigortacısı olan A. T. Sigorta A.Ş. aleyhine davalılar ile birlikte açtığı davada tefrik kararı verilerek ihtilafın doğrudan davacı ile davalılar arasında akdedilmiş sigorta sözleşmesinden kaynaklanmadığı, davacının talebinin hukuki dayanağının haksız fiil olduğu, somut olayda taraflar arasında 6102 sayılı TTK’nın 1402 ve devamı hükümlerinin uygulanmasına olanak olmadığı, sigorta şirketinin sorumluğunun 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklandığı gerekçesi ile görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası nedeni ile oluşan maddi zararın davalılardan tahsiline yönelik takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bilindiği gibi asliye mahkemeleri, Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemeleri olarak ikiye ayrılır. Asliye Ticaret Mahkemeleri, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine giren ticari davaların çözümlendiği mahkemelerdir. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevine giren işler dışında kalan tüm uyuşmazlıklar Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenir. Hangi davaların ticari dava olduğu TTK’nun 4. maddesinde sayılmıştır. Bundan başka, bir yerde ticaret mahkemesi varsa Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalarda hususi hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiştir (TTK’nun 5/II).
Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2.fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunun 3. maddesinde, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 1401-1520. maddelerinde Sigorta Hukuku’nun düzenlendiği, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun “zorunlu sigortalar” başlıklı 13. maddesinde de sorumluluk sigortalarına ilişkin düzenleme yer aldığı görülmektedir.
Türk Ticaret Kanunun 1483 ve devamı maddelerinde “zorunlu sorumluluk sigortalar” düzenlenmiştir.
Bir hukuki işlemin veya fiilin Türk Ticaret Kanun’u kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 30. maddesinde usul ekonomisi ilkesi düzenlenmiş, hâkimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Aynı yasanın 57. maddesinde “ihtiyari dava arkadaşlığı”na yer verilmiş, aynı yasanın 166/4 maddesinde “davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması yada biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var” sayılacağı hükmüne yer verilmiştir. Yukarıda açıklanan yasa yükümlerine göre hangi davaların birlikte görüleceği ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır.
6102 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 61. maddesi ise “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” hükmünü öngörmektedir.
Somut olayda, istemin trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, davanın Asliye Ticaret Mahkemesine açıldığı ve anılan mahkemece de davalı A. T. Sigorta A.Ş. aleyhine açılan dava yönünden dosyanın tefrik edildiği, eldeki davanın ise araç işleteni ve sürücüsü aleyhine devam ettirilerek Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar dosya A. T. Sigorta A.Ş. yönünden tefrik edilmiş ise de, davalı A. T. Sigorta A.Ş. ve araç işleteni ile sürücüsü olan davalılara karşı birlikte açılan ancak sonrasında tefrik edilen davalar arasında KTK’daki düzenlemelere göre de bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, usul ekonomisi ve daha isabetli bir karar verilmesi açısından, davanın tefrik kararı verilmeksizin Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği gözetilmeden usul ekonomisine aykırı olarak yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 25.09.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.