YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6616
KARAR NO : 2015/13569
KARAR TARİHİ : 08.12.2015
I
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 08/10/2013
NUMARASI : 2013/730-2013/423
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı idare vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle;davanın 6183 Sayılı Yasanın 79.maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkin olduğu, anılan madde uyarınca haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahsın, borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak, borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorunda olduğu, 3.kişinin süresinde itiraz etmemesi halinde mal elinde ve borç zimmetinde sayılacağı ve hakkında bu Kanun hükümlerinin tatbik olunacağı, herhangibir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde 3.kişinin, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tesbit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorunda olduğu; somut olayda 16.5.2008 tarih 25567 tarihli haciz bildirisinin davacı şirkete 3.6.2008 tarihinde tebliğ edildiği menfi tespit davasının ise yasal
bir yıllık süre geçirilerek 31.8.2009 tarihinde açıldığı anlaşıldığından davanın 6183 Sayılı Yasanın 79 maddesi gereğince süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetli olmadığı gereğine değinilmiştir.
Mahkemece iddia, savunma toplanan deliller ve bozma ilamı doğrultusunda davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine, 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir”. hükmü gereğince davalı idare lehine maktu vekalet ücreti takdirinde; davanın usulden reddedilmesi nedeniyle davalı idare lehine tazminata hükmedilmemesinde bir isabetsiz bulunmamasına göre, davacı ve davalı İdare vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 2,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 492 Sayılı Harçlar Yasası’nın 13/J maddesi uyarınca davalı idareden harç alınmamasına 8.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.