YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6470
KARAR NO : 2014/5780
KARAR TARİHİ : 14.04.2014
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/01/2014
NUMARASI : 2013/112-2014/25
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili müvekkiline kasko sigortalı aracın davalı idarenin sorumluluğunda bulunan yolda seyir halinde bulunduğu sırada meydana gelen trafik kazası sonucu yolda gevşek malzeme bulunduğuna dair uyarıcı levha olmaması nedeniyle meydana gelen kazada davalı idarenin 2/8 oranında kusurlu olduğunu belirtip, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere sigortalıya ödenen tazminatın kusur oranına göre 3.135,00 TL’sinin 01.02.0213 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı idare vekili davanın idari yargıda açılması gerektiğini bildirip yargı yolu itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan davanın idari yargıda görülmesi gerektiği bildirilerek davanın yargı yolu nedeniyle görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı kasko sigortası şirketi, kasko sigortalı aracın davalı idarenin bakımından sorumlu olduğu yoldaki hizmet kusuru nedeniyle hasarlandığını belirterek sigortalıya ödemiş olduğu tazminatın rücuen tahsiline karar verilmesini istemiş, yapılan yargılama sonunda davanın hizmet kusuruna dayalı
olarak açıldığı ve idari yargının görevli olduğundan söz edilerek reddine karar verilmiştir.
Yargılama sırasında davalı vekilinin idari yargının görevli olduğuna ilişkin yargı yolu itirazının mahkemece ön inceleme duruşmasında reddedilmesi üzerine, davalı vekilinin olumlu yargı uyuşmazlığı çıkartılmasına ilişkin talebi nedeniyle dosyanın bir örneğinin Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmiş, Danıştay C. Başsavcılığının 25.112013 günlü yazısından olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı bildirilerek dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlık Mahkemesi yapmış olduğu inceleme sonunda 27.01.2014 gün ve 2013/1872 esas, 2014/20 karar sayılı ilamı ile dava konusu uyuşmazlıkta Adli Yargının görevli olduğuna karar verilmiştir. Dava konusu olaya münhasır olarak verilen Uyuşmazlık Mahkemesi kararı mahkemeleri bağlayıcı niteliktedir.
Bu durumda uyuşmazlığın Adli Yargı’da görülüp, sonuçlandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 14.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.