Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/6465 E. 2014/5235 K. 07.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6465
KARAR NO : 2014/5235
KARAR TARİHİ : 07.04.2014

MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 02/10/2013
NUMARASI : 2013/61-2013/439

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın mahkemenin görevsizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkiline sağlık sigortası ile sigortalı olan A. E.’nin’in trafik kazası sonucu yaralanması nedeni ile tedavi giderlerini karşıladıklarını belirtip, ödemiş oldukları ameliyat ve tedavi masrafı olan 35.489,93 TL’nin 6111 sayılı Kanunun 59. maddesi ile değişik 2918 sayılı Kanunun 98. maddesi uyarınca davalı kurumdan 17.08.2011 ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre sigortalının tedavi giderlerinin kendisinin ödemek zorunda kalması halinde yaptığı ödemeyi tahsil için Sosyal Güvenlik Kurumu’na açacağı davayı sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan davalara bakmakla görevli iş mahkemesine açması gerekeceğinden sigortalının halefi olan davacı sigortacının da bu davayı aynı mahkemede açması gerektiğinden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava sağlık sigorta sözleşmesi nedeniyle trafik kazası sonucu yaralanan sigortalının ödenen tedavi giderlerinin davalı kurumdan rücuen tazminine ilişkindir.
Davacının, davasında, 6111 sayılı yasanın 59. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu 2918 sayılı Trafik Yasasının 98. maddesine dayandığı, söz konusu maddede ise “sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi: Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır” şeklinde olduğu anlaşılmıştır. Somut olayda davacı, 6111 sayılı yasanın 59. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu 2918 sayılı Trafik Yasasının 98. maddesine dayanmış olup, dava trafik kazasından kaynaklanan tedavi giderine ilişkindir.
Ayrıca Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticarî dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Davacı sigorta şirketinin sigortalısının halefi olarak açtığı davada, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı ve yargılama görevinin Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine girdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın daha önce görevsizlik kararı veren Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine girdiği gözetilerek görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde İş Mahkemesinin görevli olduğundan söz edilerek davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 7.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.