Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/6358 E. 2014/6244 K. 21.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6358
KARAR NO : 2014/6244
KARAR TARİHİ : 21.04.2014

MAHKEMESİ : Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/12/2013
NUMARASI : 2013/160-2013/1041

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalının sürücüsü olduğu aracın kusurlu olarak sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu müvekkilinin yaralandığını, maddi ve manevi zararının oluştuğunu ileri sürerek, 10.000,00 TL. manevi tazminatın davalıdan faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, olayın meydana gelmesinde davalı ve davacının bir kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddine kakar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece dava kısmen kabul edilmiş, kararı davalı temyiz etmiştir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından yapılan temyiz incelemesi sonucunda ceza dosyasının getirtilmesi, oradaki kusur raporlarının incelenmesi, gerekirse yeniden kusur incelemesi yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi için hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma karına uyulduğu belirtilmekle birlikte bozma kararı tam olarak yerine getirilmemiştir.
2918 sayılı KTK.nun 85/1 nci maddesinde bir aracın işletilmesinden doğan sorumluluk, 85/3 ncü maddesinde ise işletilme halinde olmayan motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından doğan sorumluluk düzenlenmiştir.
2918 sayılı Yasa’nın 85/1 nci maddesinde düzenlenen sorumluluğun bir tehlike sorumluluğu olduğu doktrinde ve uygulamada duruksamaya meydan vermeyecek şekilde kabul edilmektedir. Anılan Yasa’nın 85/3 ncü maddesinde düzenlenen sorumluluğun ise bir tehlike sorumluluğu olmayıp, madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere bir kusur sorumluluğu olduğu ihtilafsızdır. Şu halde somut olayda ilk halli gereken husus dava dışı işletenin sorumluluğunun bir tehlike sorumluluğu mu, yoksa kusur sorumluğu mu olduğu hususudur. Bu noktada üzerinde durulması gereken en önemli husus ise aracın işletilme halinde olmasından neyin anlaşılması gerektiğidir. Bu hususta bir kısım yazarlar aracın işletilme halinde olmasından anlaşılması gerekenin (ki bu görüş mekanik görüş olarak adlandırılmaktadır.) tehlikenin motorlu aracın mekanik aksamının çalışması, özellikle motor ve ışık düzeninin çalışması veya bunlar çalışmasa dahi aracın kendiliğinden de olsa (örneğin park halinde bulunan bir aracın freninin veya vitesinin boşalarak kendiliğinden hareket etmesi gibi) hareket halinde olmasını ararken, karşı görüşte olanlar ise aracın trafiğe çıkarılmasının ve karayolunda bulunmasının işletilme halinde olduğunun kabulü için yeterli bulunduğunu ve dava konusu olayda olduğu gibi karayolu sayılan yerlerde park halinde bulunan bir aracın işleteninin sorumluluğunun da tehlike sorumluluğu olduğunu kabul etmektedirler. (Bu konudaki tartışmalar için Bkz. Tekinay/ Akman/ Burcuoğlu-Altop, Borçlar Hukuku, İst. 1985,s.710 vd, ayrıca Bkz. Çetin Aşçıoğlu, Trafik Kazalarında Hukuki Sorumluluk ve Tazminat davaları, Ank, 1989,S.37 vd).
Yasa’nın 85/3 ncü maddesinin açık hükmü karşısında mekanik sistemin benimsenmesi gerek ise de, bunun her somut olayın ve özellikle sürücüsünün amacı nazara alınarak değerlendirilmesi gerekeceği de açıktır. Örneğin kırmızı ışıkta beklemek durumunda olan bir araç sürücüsünün aracı stop etmesi veya sürücünün yol kenarındaki bir yerden adres sormak, herhangi bir şey almak için aracı kısa süreli hareketsiz bırakması, yani aracı terk maksadı taşımaması durumunda işletenin sorumluluğunun tehlike sorumluluğu olmadığını kabul etmek de yasa koyucunun amaçları ile bağdaşmayacaktır.
Bu genel açıklamalardan sonra somut uyuşmazlığa dönülecek olursa araç sürücüsü davalı aracının arızalanması nedeni ile aracı yolda kenara çekmiş bu sırada araçtan sızan yağ zeminin kayganlaşmasına sebep olarak kazaya sebep olmuştur. Bu durumda aracın işletilme halinde olduğunun, dolayısıyla sorumluluğunun bir tehlike sorumluluğu olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporda olayın gerçekleşmesinde davalının kusurlu bir davranışının bulunmadığı ifade edilmiş ise de, Mahkemece, yeniden kusur incelemesi yapılıp neticesine göre karar verilmesi gerekirken bu hususun göz önünde bulundurulmaması doğru görülmemiş ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.