YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6289
KARAR NO : 2014/5376
KARAR TARİHİ : 08.04.2014
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 28. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/01/2014
NUMARASI : 2013/660-2014/3
Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı verilen yetkisizlik kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın neden olduğu kaza sonucunda müvekkilinin aracının hasar gördüğünü ileri sürerek, 22.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın haksız eylemden kaynaklandığı HMK 7. maddesi uyarınca ortak yetkili mahkeme olan haksız fiilin meydana geldiği yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı vermiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Yetkinin, kamu düzenine ilişkin ve kesin olduğu hallerde, yetki hususu mahkemece resen gözönüne alınır. Kamu düzenine ilişkin ve yetkinin kesin olmadığı durumlarda, mahkemenin yetkisi davalı tarafın süresinde ilk itirazda bulunması halinde incelenebilir. Yetki ilk itirazında bulunulmaması halinde, mahkeme yetkisiz dahi olsa davaya bakmakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK’nın 16. maddesinde haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiş ise de; bu HMK’da düzenlenen kesin yetki hallerinden değildir. Davalı tarafın süresinde yetki ilk itirazı da bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece davanın esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde HMK’nın 7 ve 16. maddeleri uyarınca haksız fiilin meydana geldiği, Aksaray mahkemelerinin kesin ve ortak yetkili mahkeme olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 8.4.2014 gününde Üye .. ve E…’ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davalıların, sürücü, ve işleteni olduğu … plakalı araç ile davacı aracının Aksaray ilinde çarpışması sonucu davacının, aracında hasar meydana geldiği iddia edilerek araç hasar bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesi istemiyle davacı tarafından İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesinde 31.12.2013 tarihinde dava açılmış,
Mahkemece tensiben; 6100 sayılı HMK 7/1 maddesinde yetkili kılınan haksız fiilin vuku bulduğu yer mahkemesi olan Aksaray Asliye Hukuk Mahkemesinin ortak ve kesin yetkili mahkeme olduğu gerekçesiyle re’sen yetkisizlik kararı verilmiş,
Davacı vekilinin temyizi üzerine sayın çoğunluğun “HMK 7/1 maddesinde getirilen yetki kuralınının kesin yetki olmadığı, süresinde usulüne uygun yapılmış bir yetki itirazı bulunmadığı” görüşü doğrultusunda yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Sayın çoğunluğun HMK 7/1 maddesinde öngörülen yetki kuralının kesin yetki olmadığına ilişkin görüşüne katılamıyoruz.
Dava 6100 sayılı HMK yürürlüğünden sonra 31.12.2013 tarihinde açılmıştır.
6100 sayılı HMK’daki yetki kuralları ve niteliğinin değerlendirilmesinden önce mülga 1086 sayılı HUMK ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunundaki yetki kuralları ve niteliğinin gözden geçirilmesinde yarar bulunmaktadır.
Motorlu aracın neden olduğu kazalardan doğan hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, davalının yerleşim yeri (HUMK 9, KTK 110/2), haksız fiilin vuku bulduğu yer (HUMK 21, KTK 110/2), sigortacının merkez veya şubesi veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer (KTK 110/2) mahkemesinde açılabileceği düzenlenmiştir. Seçimlik hak davacıya aittir.
Birden fazla sorumlunun bulunduğu davalarda ise davanın ortak yetkili mahkeme olan haksız eylemin gerçekleştiği yer mahkemesinde açılması gerektiği HUMK 9/2 maddesinde düzenlendiği gibi bir kısım Yargıtay kararlarında da (YHGK. 24.2.1984 gün 1981/11-772 esas, 1984/153 karar, Y.4.HD’nin 23.9.2003 gün 2003/8610 esas, 2003/10502 karar, Y.4.HD 15.7.2004 gün 2004/8738 esas, 2004/9550 karar) vurgulanmıştır.
Davalıların birden fazla olması durumunda davanın ortak yetkili mahkemede açılması gerektiğine ilişkin HUMK 9/2 maddesinde öngörülen kuralın uygulanabilmesi elbetteki tarafların süresinde yetki itirazında bulunmalarına bağlıdır.
Birden fazla davalının olduğu ve davalılardan yalnız birisinin yerleşim yerinde açılan davada diğer davalıların yerleşim yeri nedenine dayalı haklı yetki itirazları karşısında HUMK 9/2 maddesi gereğince haksız fiilin vuku bulduğu yer mahkemesi ortak yetkili mahkemedir.
Mülga 1086 sayılı HUMK 9/2 maddesinde düzenlenen ortak yetkili mahkemenin yetkisi kesin yetki olarak düzenlenmediğinden bu konuda uygulamada karşılaşılan ve yukarıda değinilen bazı Yargıtay kararlarına da konu edilen sakıncaların giderilmesi için 6100 sayılı HMK 7/1 maddesi ile getirilen yeni düzenleme ile ortak yetkili mahkemenin yetkisi artık kesin yetki olarak düzenlenmiştir.
Diğer taraftan birden fazla davalının olduğu haksız fiile dayalı davalarda, haksız fiilin vuku bulduğu yerin kesin yetkisi nedeniyle davalıların yerleşim yer mahkemeleri yetkili olmaktan çıkarılarak davalılar yönünden yetkili mahkeme daraltılmış ise de 6100 sayılı HMK 16 maddesinde getirilen yeni düzenleme ile davacıya haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin işlendiği yerin yanısıra zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer veya zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili kılınmak suretiyle yeni alternatifler getirilmiş, haksız fiil mağdurunun yetkili mahkeme yönünden adalete erişimi daha da kolaylaştırılmıştır.
6100 sayılı HMK 7/1 maddesinde “davalı birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde davanın açılabileceği; Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkemenin belirtilmiş olması durumunda davaya o yer mahkemesinde bakılacağı” öngörülmüştür.
Yasalarda kesin yetki olduğu anlaşılan hallerde başka yer mahkemesinde dava açılması mümkün değildir.
Yetkinin kesin olduğu bazen yasa metninde açıkça ifade edilmekte, bazende maddenin düzenleme şeklinden anlaşılabilmektedir.
HMK 7/1 maddesindeki “… Davaya ancak o yer mahkemesinde bakılır” şeklindeki mutlak ifadeden, yetkinin kesin yetki olduğu sonucu çıkmaktadır.
HMK 7/1 maddesinin hükümet gerekçesinde de (madde 12) öngörülen yetki kuralının kesin yetki kuralı olduğu vurgulanmıştır.
Ortak yetkili mahkemenin yetkisi, hükmün gerekçesinde de ifade edildiği üzere kesin yetkidir. (Ejder Yılmaz HMK sayfa 120)
Somut uyuşmazlıkta davacının yerleşim yeri Gaziosmanpaşa, davalıların yerleşim yeri Aksaray olup, davaya konu trafik kazası da Aksaray’da gerçekleşmiştir.
Aksaray Asliye Hukuk Mahkemesi haksız fiilin vuku bulduğu yer mahkemesi olarak tüm davalılar yönünden ortak yetkiyi taşıyan mahkeme olup, yerel mahkemenin HMK 7/1 maddesinde öngörülen yetki kuralının kesin olması nedeniyle re’sen yetkisizlik kararı vermesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığından yerel mahkeme kararının onanması gerekirken bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyız.