YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5641
KARAR NO : 2014/4794
KARAR TARİHİ : 01.04.2014
MAHKEMESİ : İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/10/2013
NUMARASI : 2013/267-2013/436
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetki yönünden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili,davalı borçlu H.. E..’nin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 5.4.2012 tarihinde davalı K.. M..’a sattığını belirterek tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalı borçlu savunma yapmamıştır.
Davalı K.. M.. ile vekili,taşınmazın bulunduğu yer itibarıyla Turgutlu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, taşınmazı iyiniyetle ve gerçek bedelle aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre, davacı banka ile davalı borçlu arasında imzalanan 22.10.2009 tarihli genel kredi sözleşmesinin 45 maddesi gereğince Turgutlu Mahkemelerinin yetkili olduğu, yetki sözleşmesinin zorunlu dava arkadaşlığı nedeniyle davalı 3.kişiyi de bağlayacağı gerekçesiyle davalı K.. M..’un yetki itirazının kabulü ile dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, Turgutlu Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğuna karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İptal davaları için yasada özel bir düzenleme öngörülmediğinden davanın HMK’nun 6. maddesi gereğince davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerekir. Aynı Yasanın 7/1 maddesi gereğince de davalı birden fazla ise dava bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. İptal davaları ayni hakka değil kişisel hakka dayanan davalar olduğundan davanın konusu taşınmaz bile olsa HMK’nun 12 maddesinin uygulanma imkanı yoktur. HMK’nın 17. maddesi gereğince, kamu düzeni ile ilgili bulunmayan hallerde taraflar, yetkili mahkemeyi sözleşmeyle belirleyebilirler. Sözleşme ile belirlenecek yetki kuralı kamu düzenine ilişkin bulunmadığından davacının genel mahkemelerde dava açmasında yasal bir engel bulunmamaktadır. Davada İKK’nun 282. maddesi gereğince davalı borçlu ile borçlu ile doğrudan veya dolaylı işlem yapan 3.kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ve zorunlu dava arkadaşları usul işlemlerini birlikte yapmak zorunda olduklarından yetki itirazının davalılarca birlikte ileri sürülmesi yasa gereğidir. Yalnız bir davalı tarafından ileri sürülen yetki itirazı hukuki sonuç doğurmaz.
Somut olayda davalı 3.kişi K.. M.. süresi içinde yetki itirazında bulunmuş ise de yetki itirazı olarak HMK’nun 12.maddesi gereğince taşınmazını bulunduğu yer itibarıyla Turgutlu Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirtiğinden, eldeki davada HMK’nun 12 maddesinin uygulanma imkanı olmaması nedeniyle geçerli bir yetki itirazından bahsedilemeyeceği gibi davalı borçlunun yetki itirazında bulunmaması nedeniyle İİK 282 maddesi gereğince davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ve yetki itirazının zorunlu dava arkadaşları tarafından birlikte yapılması gerektiğinden davalı borçlunun yetki itirazında bulunmaması nedeniyle davalı K.. M.. ile vekilinin yetki itirazının reddine karar verilerek davanın esasının incelenmesi, taraf delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
Kabule göre de, davacı banka ile borçlu arasındaki genel kredi sözleşmesi gereğince belirlenen yetkili yer, kamu düzenine ilişkin bir yetki sözleşmesi niteliği taşımadığından mahkemece res’en yetkisizlik kararı verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 1.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.