YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5581
KARAR NO : 2014/5022
KARAR TARİHİ : 03.04.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/11/2013
NUMARASI : 2013/122-2013/565
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili; müvekkili tarafından finansal kiralama sözleşmesi ile kiralanan araca, davalının çarpması ile araçta değer kaybı meydana geldiğini açıklayıp fazlaya dair haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının aracın maliki olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, araçtaki değer kaybına yönelik davanın aracın maliki tarafından açılması gerektiği, davacının aracın maliki olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK’nın hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı Yasa’nın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere İşlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse
işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, dosya kapsamında bulunan finansal kiralama sözleşmesine göre, kazaya karışan aracın uzun süreli kira sözleşmesi ile davacı tarafından kiralandığı anlaşılmaktadır. Buna göre, uzun süreli kiralama sözleşmesi ile zarar gören aracın işletenlik sıfatı davacıya geçmiştir. Davacının, işleten sıfatı ile araçta meydana gelen zararı, zarar verenden talep etme yetkisi bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 3.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.