YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/541
KARAR NO : 2014/1462
KARAR TARİHİ : 10.02.2014
MAHKEMESİ : Ankara 17. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 30/05/2013
NUMARASI : 2013/49-2013/149
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle verilen yetkisizlik kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait araca, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu hasarlandığını, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu iddia ederek 1.500,00 TL hasar ve değer kaybı zararı ile 500,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, HMK’nın 7. maddesi gereğince kaza yerinin ortak yetkili mahkeme olduğu ve kesin yetki nedeniyle mahkemenin yetkisizliğine, dava dilekçesinin usulden reddine, karar kesinleştiğinde dosyanın talep halinde Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK.’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesininin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. “, 7. maddesinde de,” davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme
belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” denilmektedir. Yine aynı Yasa’nın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. Maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilmiştir.
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
Mahkemece, haksız fiilden kaynaklanan davada, HMK.’nın 16. maddesi gereğince tüm davalılar yönünden ortak yetkili mahkeme olan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkisinin HMK.’nın 7. maddesine göre kesin olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
HMK 16. madde hükmü, HUMK.’daki düzenlemeye oranla daha genişletilmiş ve ayrıntılandırılmıştır. Ancak, HMK.’da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup, haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp, bir seçimlik yetkidir. Ortak yetkili mahkemede dava açılmasının zorunlu olması durumu, ancak zorunlu dava arkadaşlığına ilişkin hükümlerin varlığı halinde uygulanır.
Yetki itirazının ileri sürülmesi ile ilgili kurallar HMK’nın 19. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin 4. bendine göre; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.”
Bu durumda, davacı seçimlik hakkını kullanarak davayı zarar gören sıfatıyla kendi ikametgahı olan Ankara’da açtığına göre, mahkemece, HMK.’nın 7.maddesi hatalı yorumlanmak suretiyle davalılar tarafından yapılmış usulüne uygun bir itiraz olmadığı halde, kesin yetki kuralından bahisle, yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 10.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.