Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/5389 E. 2014/5083 K. 03.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5389
KARAR NO : 2014/5083
KARAR TARİHİ : 03.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 16/10/2012
NUMARASI : 2010/398-2012/905

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, katılım yoluyla davalı vekili, asli müdahale talep eden vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı şirkete kasko sigortalı aracın yaşanan tek taraflı trafik kazasında ağır hasarlandığını, sürücü ve yan koltuğunda oturan kardeşinin yaralanması nedeniyle hastaneye gittiğinden görevlilerce kaza yeri terk tutanağı düzenlendiğini, kasko bedelinin talep edilmesine rağmen davalı şirketin bedeli ödemediğini belirterek 21.960,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, talebin teminat dışı olduğunu ve rehinli alacaklının öncelik hakkı bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Asli müdahale talep eden vekili ise, bedelin davacıya ödenmesine muvafakat etmediklerini belirterek harcını yatırmak suretiyle asli müdahale talebinde bulunulmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın davalı A.. A..’nin dosya kapsamında tazminat sorumluluğu bulunmadığından davanın davacı ve asli müdahil K.. A.. yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, katılım yoluyla davalı vekili, davacı vekili ve asli müdahale talep eden vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigortası sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Mal sigortası türünden olan kasko sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşlarında, gerek devamı sırasında ve gerekse rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyiniyet esasına dayalı sözleşme türlerindendir.
Kasko Sigortası Genel Şartlarının A/1 maddesine göre, gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile üçüncü kişilerin kötüniyet ve müziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, TTK. 1282. maddesi uyarınca, sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı Yasanın 1281. maddesi hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı, Kasko Poliçesi Genel Şartlarının B.1.5 maddesi ve TTK. 1292/3. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanılırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer
Rizikonun kasko sigortası teminatı kapsamında olmadığını ispat külfeti M.K.’nun 6 ve TTK.nun 1281/2.maddeleri uyarınca davalı sigorta şirketine aittir.
Açıklanan nedenlerle, rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetinin kasten yerine getirilmediği veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu teminat içinde imiş gibi ihbar edildiği ve ispat yükünün yer değiştirdiği, kazanın davalı sigorta şirketinin iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde dahi teminat dışı olduğunun somut delillerle kanıtlanması gerekir. Sürücünün olay yerini terk etmesi tek başına hasarın teminat dışı kalmasına neden olmayacağı gibi davalı tarafından kasko sigortası genel şartlarının A-5. maddesinde yazılı hallerden hangisi nedeniyle kasko sigorta teminatı dışında kaldığı hususu somut delillerle ispat edilemediğinden işin esasına girilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekili ve asli müdahil vekilinin temyiz itirazlarının bu yönden kabulüne karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin ve asli müdahil vekilinin temyiz itirazının bu yönden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma neden ve şekline göre davacı vekili ve asli müdahil vekillerinin sair temyiz itirazlarının ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı, davalı ve asli müdahile geri verilmesine 3.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.