Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/5340 E. 2015/11481 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5340
KARAR NO : 2015/11481
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 23. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/07/2013
NUMARASI : 2013/110-2013/281

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar M. ve Ö.. B.., F.T., M.. A.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı alacaklı vergi idaresi vekili, borçlu T.B.Ul.Taş.San. Tic. Ltd. Şti hakkında vergi borcu nedeniyle 6183 sayılı Yasa uyarınca takip başlattıklarını, takipleri sonuçsuz bırakmak için şirket ortaları M.ve Ö.’in Kadıköy 1.İcra müdürlüğünün 2007/14756 sayılı takip dosyasındaki alacaklarını diğer davalı F. ve M.. A..’a devrettiklerini, bu temlike ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Borçlu şirket dışındaki diğer davalılar vekili, şirket ortakları M. ve Ö.. B.. hakkında yapılmış bir takibin bulunmadığını, temlikin resmi şekilde yapıldığını ve davalılar arasında akrabalık ve yakınlık olmadığın, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu T. B. Ul.Taş.San Tic. Ltd. Şti, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, 6183 sayılı Yasa’nın 4369 sayılı Yasa’nın 21.maddesi ile değişik 35.maddesi uyarınca Limited şirket ortaklarının, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacak-
larından sermaye hisseleri oranında doğrudan sorumlu oldukları ve davalı şirket ortalarının alacaklarını temlik ettikleri M.ve F. ile bir borç ilişkisini gösteren bir delil olmayıp ivazsız yapıldığının anlaşıldığından bahisle kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı M.ve Ö.. B.., F. T., M.. A.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
1-Bu tür davaların dinlenebilmesi için diğer dava koşullarının yanında, iptali istenilen tasarrufun bir tarafının hakkında kesinleşmiş bir takip bulunan borçlu olması gerekmektedir.
6183 Sayılı Kanunun 35.maddesine göre limited şirket ortaklarının şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları düzenlenmiştir.
Somut olayda, dosya içerisindeki belge ve davacı idarenin verdiği müzekkere cevaplarından, vergi borcunun T.B.Ul.Taş.San. Tic. Ltd. Şti’ne ait olduğu, diğer davalı M. ve Ö.. B..’ın şirket ortakları oldukları, haklarında yapılmış ve kesinleşmiş bir takip olmadan doğrudan haciz varakası düzenlendiği anlaşılmaktadır. Kısacası davalı şirket ortakları aleyhine yapılmış takip gönderilmiş bir ödeme emri ve kesinleşmiş bir takip bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece, davanın davalı Mehmet ve Ö.. B.. yönünden ön koşul yokluğundan reddine karar vermesi gerekirken aksi düşünce ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykıdır.
2-Kabule göre ise, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde 16/06/2009 tarihinde ve 5904 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerekir nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı M.ve Ö.. B.., F.T. M.. A.. vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar M.. B.., Ö.. B.., F.T. ve M.. A..’a geri verilmesine 03.11.2015 oybirliğiyle karar verilmiştir.