Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/5285 E. 2015/11881 K. 10.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5285
KARAR NO : 2015/11881
KARAR TARİHİ : 10.11.2015

MAHKEMESİ : Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2013
NUMARASI : 2012/653-2013/640

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu D.. Ş..’in alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 3.10.2011 tarihinde davalı K.. K..’e sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı borçlu D.. Ş.. vekili, aciz belgesi sunulmadığını, takip konusu kredi sözleşmesinde kefalet limiti belli olmadığından kefaletin geçersiz olduğunu dolayısıyla müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, dava konusu taşınmazla ilgili ipoteğin kaldırılmasına ilişkin kararla ilgili yargılamanın iadesi davası devam ettiğinden sonucu beklenerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı K.. K.., aciz belgesi sunulmadığını, taşınmazı iyiniyetle aldığını, takip konusu kredi sözleşmesindeki kefaletin geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, davacı tarafından aciz belgesi sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Mahkemece aciz belgesi ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.Dava konusu 2012/4159 sayılı takip dosyası kapsamından davalı D.. Ş..’in malvarlığına ilişkin banka, trafik, tapu, SGK’ya yazılan müzekkere cevaplarına borçlunun malının bulunmadığı şeklinde cevap verildiği, sözleşme adresinde 20.10.2008 ve dilekçe adresindeki 15.11.2012 tarihli haciz tutanaklarından borçluya ait haczi kabil mal bulunmadığı anlaşıldığından özellikle 15.11.2012 tarihli haciz tutanağının İİK’nun 105.maddesi kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu kabul edilerek diğer dava koşulları yönünden dosyanın incelenmesi, özellikle Çorlu Aile Mahkemesinin 2011/241 Esas 2012/1225 karar sayılı dosyasının sonucu da beklenerek ön koşulların varlığı halinde dava konusu tasarrufun İİK’nun 278, 279, 280.maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün BOZULMASINA 10.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.