YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5275
KARAR NO : 2015/12526
KARAR TARİHİ : 23.11.2015
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili; davalı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın … plaka sayılı araç ile çarpışması sonucu davacıların murisi …’ın vefat ettiğini, kazaya karışan … plaka sayılı aracın davalı …Ş., … plaka sayılı aracın ise davalı …Ş. nezinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunduklarını ve meydana gelen kazada her iki araç sürücüsünün de kusurlu olduğunu belirterek, müvekkili … için 150,00.TL maddi, … için 175,00 TL ve … için 175,00.TL olmak üzere toplam 500,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yine … için 17.000,00 TL, çocuklar …, …, … ve …’ın her biri için 4.000,00.TL olmak üzere toplam 33.000,00.TL manevi tazminatın davalı …’dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. Vekili; poliçe limiti ile sorumlu olduklarını, kusur ve aktüer incelemesi yapılmasını, … ve …nın yaşlarından ötürü taleplerinin reddini,
ölenin geliri belli olmadığı için asgari ücretten hesaplama yapılması gerektiğini, davadan önce kendilerine başvurulmadığı için dava tarihinden itibaren faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …Ş. Vekili; desteğin kusurunun araştırılması için Adli Tıp ve hesap için aktüer incelemesi gerektiğini, gerçek zarardan sorumlu olduklarını, Sgk’dan ödeme yapılıp yapılmadığının ve davacı ile mütevefanın sosyal ekonomik durumlarının araştırılmasını, dava tarihinden itibaren faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili; dava konusu kazada diğer araç sürücüsü Abdulaziz İnanç’ın tam kusurlu olduğunu, davalı …’in herhangi bir kusurunun bulunmadığını, talep edilen tazminat tutarının da fahiş olup zenginleşme iradesine yönelik olduğunu, ayrıca davalıların maddi ve manevi konularda yardımda bulunmak üzere davacı taraf ile görüşme çabalarının cevapsız kaldığını, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini belirterek, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili yargılama sırasında 18/07/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat yönünden dava değerini müvekkili … için 57.794,70 TL, … için 916,25 TL arttırarak, bu müvekkilleri yönünden toplam 59.035,95 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, maddi tazminat talebinin davacı … ve … yönünden reddine, … için kabulü ile 57.944,70 TL maddi tazminatın davalı … …’ın tamamından sorumlu olmak üzere kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, davalı …Ş.’nin 14.486,18 TL’sinden ve davalı …Ş.’nin 43.458,52 TL’sinden sorumlu olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline; manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı eş … için 15.000,00 TL ve diğer davalıların her biri için 2.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … …’dan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK’nun 297.maddesi uyarınca, mahkeme kararında, iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular
hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde, hüküm sonucu kısmında da, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Belirtilen madde hükümlerine göre hakim gerekçeye uygun karar vermek zorunda olup gerekçe ile hüküm birbirine uygun olmalıdır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Somut olayda mahkemece, gerekçeli kararda, hüküm fıkrasında “davalı … …’ın tazminatın tamamından sorumlu tutulmasına denilmiş ise de sehven kusur indirimi yapılmayıp çelişki olmaması açısından hüküm fıkrasında değişiklik yapılmadığı, ancak harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin hesabında %25-%75 kusur oranlarının dikkate alındığı” belirtilerek 57.944,70 TL maddi tazminatın %75 oranında kusura tekabül eden 43.458,52 TL’sinden davalı …’in ve aracın Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesini düzenleyen … Sigorta A.Ş.’nin sorumlu tutulmasına karar verildiği belirtilmesine karşın hüküm kısmında davalı … …’ın 57.944,70 TL maddi tazminatın tamamından, davalı …Ş.’nin 43.458,52 TL’sinden sorumlu tutulmasına karar verildiği görülmüştür.
Bu bakımdan kararın gerekçesi ile hükmü arasında çelişki ortaya çıkmasına neden olup 6100 sayılı HMK m. 297 ve 298 maddelerine aykırı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2- Bozma nedenine göre davalı … … vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’a geri verilmesine, 23/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.