YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5161
KARAR NO : 2014/14394
KARAR TARİHİ : 27.10.2014
MAHKEMESİ : Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/09/2012
NUMARASI : 2010/480-2012/448
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleştirilen davaların kısmen kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde birleştirilen dava yönünden davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacılar vekili birleştirilen davada, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu otobüsün, müvekkili Emin’in kızı, diğer müvekkillerinin kardeşi olan M. A.’ın yolcu olarak bulunduğu otomobile arkadan çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek müvekkillerinin her biri için ayrı ayrı 20.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurlu olmadığını, talep edilen tazminat tutarlarının fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; birleştirilen davada, davacı baba E.. E.. için 8.000,00 TL, davacı kardeş D.. E.. için 4.000,00 TL davacı kardeş H.. E.. için 4.000,00 TL davacı kardeş H.. E.. için 4.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 25/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından birleştirilen dava yönünden temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma zararının tazmini istemine yönelik maddi tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacı Emin’in evladını, diğer davacıların ise kardeşlerini kaybetmeleri nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları da gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile birleştirilen dava yönünden verilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 27.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.