Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/5061 E. 2015/10156 K. 05.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5061
KARAR NO : 2015/10156
KARAR TARİHİ : 05.10.2015

MAHKEMESİ : İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/11/2013
NUMARASI : 2011/132-2013/498

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı İçişleri Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekil, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacının yolcu olarak bulunduğu ticari taksiye çarpması sonucu davacının yaralandığını, işgücü kaybına uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan, 20.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 15.000,00 TL’ye yükselttiklerini bildirmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; Davanın kısmen kabulü ile, 11.250,00 TL geçici işgöremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı ve dava tarihinden itibaren işleyecek faizden sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmiş; hüküm, davalı İçişleri Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İşgöremezlik zararı hesaplanırken, davacının gelirinin doğru tespiti önemli bir yer tutmaktadır. Somut olayda; mahkemece hükme alınan hesap bilirkişisi raporunda, davacı tarafından dosyaya sunulan belgenin esas alındığı belirtilmiştir. Bu belgenin incelenmesinde, ilgili makama verilmek üzere özel bir şirket yetkilisi tarafından imzalandığı ve davacının özel şirketin işlettiği disco-bar niteliğindeki işyerinde özel organizasyon günlerinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, haftada 2-3 gün bu şekilde çalışmasının olduğu, günlük yevmiyesinin 250,00 TL olduğunun belirtildiği görülmüştür. Hesap bilirkişisi, bu belgeye göre, davacının haftada 2,5 gün çalıştığı ve günlük kazancının 250,00 TL olduğunu kabul etmiş ve buna göre davacının aylık kazancının 2.500,00 TL olduğunu, 6 aylık geçici işgöremezlik zararının ise 15.000,00 TL olacağını belirtmiştir. Mahkemece, bu bedel üzerinden %25 kusur indirimi yapılarak davacının talebi hüküm altına alınmıştır. Oysa, davacı tarafından dosyaya sunulan belge özel bir şirket yetkilisi tarafından imzalanmış olup bu belgede davacının şirketlerinde sigortalı çalışmadığı, ihtiyaç olduğunda haber verildiği de belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece, davacının gerçek zararın belirlenmesi için gelirinin daha net ve ispata yarar somut delilerle ortaya konulması gerekmektedir. Bu bakımdan, davacının gelirinin somut ve ispata yarar delillerle subuta ermediği dikkate alınarak davacının olay tarihinde ne iş yaptığının ve gelirinin zabıta marifetiyle araştırılması, yaptığı bir işin tespiti halinde bu işten aylık kazancının ne olacağının ilgili meslek odasından sorulması, davacının aylık kazancını ispat etmesi hususunda delillerini bildirmesinin sağlanması ve sonucuna göre aylık gelirinin tespit edilmesi, davacının iddiasını ispat edememesi halinde ise asgari ücretin neti tutarında gelir sağladığının kabulü ile bu miktar üzerinden zararın hesaplanması gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı İçişleri Bakanlığı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı İçişleri Bakanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 05/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.