Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/5040 E. 2015/11769 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5040
KARAR NO : 2015/11769
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

MAHKEMESİ : Kayseri 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/11/2013
NUMARASI : 2011/306-2013/312

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı ve davalı vekilleri tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, davalı şirkete ZMSS ile sigortalı bulunan araçta yolcu olarak bulunan davacının eşinin, 29.09.2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiğini, ölen eşin 1946 doğumlu ve emekli öğretmen olduğunu, davacının ölen eşinin desteğinden yoksun kaldığını, talepte bulunulmasına rağmen davalının ödeme yapmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 40.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş; yargılamanın devamı sırasında tazminat talebini ıslah ederek 51.193,63 TL. tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacıya ait aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı olduklarını, poliçeye göre ölüm halinde teminat limitinin 175.000,00 TL. olduğunu, davacının eşinin hatır için taşınması nedeniyle, tazminatta hatır taşımacılığı indirimi yapılması gerektiğini, davacının kaza tarihinden itibaren faiz isteyemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kararda belirtilen gerekçelerle, davanın kabulü ile 51.193,63 TL. destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz olunmuştur.
1-Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş; Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde ise zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamı, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının;motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu olayda ise, davacının desteği Şerife Özbay, oğlunun kullandığı ve kendisinin yolcu olarak bulunduğu aracın yaptığı kazada vefat etmiştir. Kaza yapan araç,ölen Ş. Ö.’ın eşi, davacı İ.. Ö.. adına kayıtlı olup, bu kişi zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesine göre sigorta sözleşmesinin tarafıdır ve davacı, kaza yapan aracın kaza tarihi itibariyle işleteni sıfatını taşımaktadır.Davalı sigorta şirketi, işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde teminat altına aldığına göre işletenin bizzat uğradığı zarardan sorumlu olmadığından davacı İ.. Ö..’ın davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyemeyeceği gözetilerek davanın reddi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulü doğru görülmemiştir.
2-Bozma içerik ve kapsamına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 09/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.