YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4972
KARAR NO : 2014/4790
KARAR TARİHİ : 01.04.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/10/2013
NUMARASI : 2013/79-2013/451
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu S.. Ö..’in alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 3.9.2008 tarihinde davalı S. Kardeşler Petrol ve Tarım Ürün.Oto.Nak. Tur. Gıda San ve Tic.Ltd.Şti.’ne sattığını belirterek tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalı borçlu S.. Ö.. vekili, takip konusu alacağa ilişkin mahkeme ilamının kesinleşmediğini, aciz belgesi sunulmadığını, tasarrufun borçtan önce yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı S. Kardeşler Petrol ve Tarım Ürün.Oto.Nak. Tur. Gıda San ve Tic.Ltd.Şti.vekili, ikametgah yeri olarak Haymana Mahkemelerinin yetkili olduğunu, iptal koşullarının bulunmadığı belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre, HMK’nun 6.maddesi gereğince davanın genel yetkili yer mahkeme olan davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerektiğinden ve davalı şirketin yetki itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, karar kesinleştikten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin müracaatı halinde dosyanın yetkili ve görevli Haymana Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İptal davaları için yasada özel bir düzenleme öngörülmediğinden davanın HMK’nun 6.maddesi gereğince davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerekir.Aynı Yasanın 7/1 maddesi gereğince de davalı birden fazla ise dava bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir.İptal davaları ayni hakka değil kişisel hakka dayanan davalar olduğundan davanın konusu taşınmaz bile olsa HMK’nun 12 maddesinin uygulanma imkanı yoktur. İİK’nun 282 maddesi gereğince davalı borçlu ile borçlu ile doğrudan veya dolaylı işlem yapan 3.kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ve zorunlu dava arkadaşları usul işlemlerini birlikte yapmak zorunda olduklarından yetki itirazının davalılarca birlikte ileri sürülmesi yasa gereğidir.Yalnız bir davalı tarafından ileri sürülen yetki itirazı hukuki sonuç doğurmaz.
Somut olayda davalı 3.kişi şirket vekili şirketin ticaret sicil adresinin Haymana olduğunu belirterek süresi içinde yetki itirazında bulunmuş ise de davalı borçlunun yetki itirazı olmadığından, davalı borçlu ile davalı 3.kişi şirket arasında arasında İİK 282 maddesi gereğince zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ve yetki itirazının zorunlu dava arkadaşları tarafından birlikte yapılması gerektiğinden davalı borçlunun yetki itirazında bulunmaması nedeniyle davalı 3.kişi şirketin yetki itirazının reddine karar verilerek davanın esasının incelenmesi, taraf delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 1.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.