Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/449 E. 2014/1401 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/449
KARAR NO : 2014/1401
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

MAHKEMESİ : Burhaniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/09/2013
NUMARASI : 2012/496-2013/533

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı aracın davalıya ait aracın sebebiyet verdiği trafik kazasında hasarlandığını ve hasar bedelinin davacı tarafından ödendiğini ileri sürerek, 11.462,00 TL. tazminatın faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, olay tek taraflı kaza olup davalının olayda kusuru bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6102 Sayılı TTK’nun 1472. maddesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir.
Dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak görevli memurlarca düzenlenen Kaza Tespit Tutanağında olay tek taraflı trafik kazası olarak belirtilmiş ise de bu tutanakta sigortalı araç sürücüsünün kazaya kavşağa kontrolsüz giren aracın sebebiyet verdiğini beyan ettiği açıklanmış olup, resmi görevlilerce ayrıca düzenlenen Olay Yeri Tespit Tutanağı’nda da söz konusu aracın davalıya ait araç olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar araçlar arasında bir çarpışma olmamış ise de; davalı sürücü ile olay anında bu araç içinde yolcu olarak bulunan Mustafa Ovalı karakolda alınan ifadelerinde, olay anında kendi araçlarının kavşak içine girmiş olduğu ve yolu ortalamış iken hızlı bir şekilde gelen davacıya sigortalı aracın korna çalması üzerine yol içinde durdukları ve sigortalı aracın önlerinden geçip kontrolü kaybederek kaza yaptığını belirtmişler, sigortalı aracın sürücüsü olan Ruşen A.. ile araçta yolcu olarak bulunan eşi Dzhemile S.. ve Ramazan Ö..’de karakol ifadelerinde, davalı tarafa ait aracın yola aniden girdiğini ona çarpmamak için sürücünün direksiyon kırdığını ve kazanın bu şekilde meydana geldiğini belirttikleri görülmektedir.
Öte yandan, davacı vekili dava dilekçesinde keşif ve tanık delillerine dayanmış olup, Borçlar Kanunu’nun 53.maddesi (6098 S.TBK’nun 74.maddesi) uyarınca, hukuk hakimi ceza mahkemesince belirlenen kusur oranıyla bağlı olmadığı gibi, olaya ilişkin olarak yapılan soruşturma üzerine C.Savcılığı’nca davalıya ait aracın kazaya karışmadığı gerekçesiyle verilen takipsizlik kararı ile de bağlı olmayacağı açıktır.
O halde, mahkemece davalı sürücü ile olayın görgü tanıklarının da hazır edilmeye çalışılıp kusur ve hasar uzmanı bilirkişi marifetiyle kazanın olduğu yerde keşif yapılması, tanıkların dinlenmesi, kaza tespit tutanağı, kroki, olay yeri tespit tutanağı, yol ve hava şartları ile tüm dosya kapsamının birlikte tartışılıp irdelenerek olay nedeniyle davalı tarafa atfı kabil kusur bulunup bulunmadığının, varsa, taraf sürücülerinin kusur oranlarının belirlenmesi, davalı tarafın kusurunun varlığı halinde sigortalı araçta kaza sebebiyle meydana gelen gerçek zarar miktarının da tespiti yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 10.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.