YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/435
KARAR NO : 2014/3004
KARAR TARİHİ : 04.03.2014
MAHKEMESİ : Tokat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/06/2012
NUMARASI : 2008/193-2012/167
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı sigorta şirketi vekili ve davalı L.. M.. tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacıların meydana gelen trafik kazası sonucu desteklerini yitirdiklerini belirterek 7.000,00 TL nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile davacı Dilek için toplam 65.578,31 TL, davacı Batuhan için 8.950,28 TL olmak üzere toplam 74.528,29 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini dava etmiştir.
Davalı A.. Ş.. vekili, müvekkili şirketin genel müdürlüğünün Şişli’de bulunduğu için davanın Şişli Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılması gerektiğini, bu nedenle yetki itirazları olduğunu, açılan davanın haksız olduğunu, poliçede sigortalının M.S. M. olarak gözüktüğünü, araç ruhsat sahibinin L.. M.. olduğunu, kazayı yapanın da Mustafa Silahlı olduğunu, trafik poliçesi genel şartlarına göre müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını ve poliçenin kendiliğinden geçersiz hale geldiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı D.. S.. cevap dilekçesinde; eşinin sevk ve idaresindeki aracın kaza yapması sonucu davacıların murisi ve eşinin vefat ettiğini, davayı kabul etmediğini, maddi tazminat talebinin sebep ve konusunun ne olduğunun belli olmadığını, davacıların murisinin emekli olduğunu ve herhangi bir gelir kaybının söz konusu olmadığını, kazanın olay mahallindeki yolun trafik seyir kurallarına uygun olmamasından ve önüne çıkan bir başka araçtan kaynaklandığını, davacıların murisinin hatır taşımacılığı nedeniyle araçta bulunduğunu, eşinin davacıların murisini eve götürmek amacıyla arabaya aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı L.. M..’na ilanen tebligat yapılmış, davalı davaya cevap vermediği gibi duruşmalara da iştirak etmemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile; 7.000,00 TL’nin olay tarihi olan 08/11/2007 tarihinden itibaren, kalan 67.528,59 TL’nin ise ıslah tarihi olan 16/09/2011 tarihinden itibaren; davalılar L.. M.. ve Dilşat Silahlı ile davalı Ankara Türk A.Ş. bakımından (poliçe limiti ile sınırlı olmak ve 7.000,00 TL için dava tarihinden itibaren, 67.528,59 TL için ise ıslah tarihi olan 16/09/2011 tarihinden itibaren bu davalı açısından yasal faiz uygulanmak kaydıyla) infazda mükerrer tahsilat yapılmamak koşuluyla, müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı L.. M.. ve davalı sigorta şirketi bakımından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı L.. M..’nun temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davalı L.. M.. aleyhine …. plakalı araç işleteni sıfatıyla 30.07.2008 tarihinde açılan davada;
Trafik kaydında bildirilen adres, dava dilekçesinde davalının adresi olarak gösterilmiş,
Bu adrese çıkartılan tebligat 28.8.2008 tarihinde taşındığından bahisla bila tebliğ iade edilmiş,
Yapılan zabıta araştırmasında davalının “A.Mahallesi Necip F. K.caddesi No:. Tarsus/İçel” adresine naklen gittiği bildirilmiş,
Yeni adrese çıkartılan tebligat da taşındığından bahisle 14.01.2009 tarihinde bila tebliğ iade edilmiş,
Davalının mernis adresinin “A. Mahallesi Necip F.K. caddesi No.Tarsus/İçel” olduğu Tokat Nüfus Müdürlüğünce 18.2.2009 tarihinde bildirilmiş,
Davalının mernis adresine çıkartılan tebligat 27.7.2009 tarihinde bu adresten taşındığından bahisle bila tebliğ iade edilmiş,
Davalının mernis adresinden taşındığı sabit olmasına rağmen mahkemece davalının yeni adresi usulünce araştırılıp tespit edilmeden dava dilekçesi Bugün Gazetesinin 8.1.2010 günlü nüshasında davalıya ilanen tebliğ edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Davalı ilanen tebligata rağmen hiçbir oturuma katılmamış, yargılama yokluğunda sürdürülmüştür.
Yargılama sırasında davacı vekilince dava ıslah edilmiş, ıslah dilekçesi de davalıya Posta Gazetesinin 6.1.2012 günlü nüshasında ilan yolu ile tebliğ edilmiş,
Yargılama davalının yokluğunda sonuçlandırılmıştır.
Kararın, davalıya yeni mernis adresine “Kırklarsırtı Mahallesi 2606. Sokak Manolya Apartmanı B Blok K:4/11 Tarsus/İçel” 7201 sayılı Tebligat Yasasının 21/2 maddesine göre tebliğ üzerine davalı yasal sürede temyiz isteminde bulunarak “yargılama aşamasında kendisine tebligat yapılmadığını, savunma hakkının kısıtlandığını, işleten sıfatının bulunmadığını” bildirerek yerel mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
Davalının önceki “Anıt Mahallesi Necip Fazıl Kısakürek caddesi No:28 Tarsus/İçel” mernis adresinden taşındığı dosya içeriği ile sabit olup davalı da temyiz dilekçesinde 2008 yılında (dava dilekçesinin ilanen tebliğ edildiği tarihten çok önce) kararın kendisine tebliği edildiği mernis adresine taşındığını bildirmiştir. Davalının önceki mernis adresinden nereye taşındığı usulünce araştırılıp tespit edilmeden ilanen tebligatın yapıldığı 2010 yılında UYAP ortamında davalının mernis adresi belirlenmeden davalıya ilanen tebligat yapılması usulsüz tebligat niteliğinde olup 7201 sayılı Tebligat Yasasının 10 ve 28/1. maddesi hükümlerine aykırıdır.
Keza ıslah dilekçesi de davalıya 6.1.2012 günü ilanen tebliğ edilmiş olup davalının bu tarihteki mernis adresinin UYAP’tan tespit edilerek bu adrese Tebligat Kanununun 10/1,2 ve 21/1,2 maddelerine uygun şekilde tebliği gerekirken anılan yasa hükümlerinin gözardı edilmesi suretiyle Tebligat Kanunun 28. maddesi koşulları bulunmadığı halde ıslah dilekçesinin de Tebligat Kanunun 28.maddesine göre ilanen tebliğ edilmesi usulsüzdür.
Gerek dava dilekçesi ve gerekse ıslah dilekçesinin usulsüz tebliğ edilmesi nedeni ile davalının savunma (hukuki dinlenilme) hakkı kısıtlanmıştır.
Mahkemece dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK 73.(6100 sayılı HMK 27), TC Anayasasının 36 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesi hükümlerine aykırı davranılmış olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.
2-Davalı sigorta şirketinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a-Davalı sigorta şirketi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
b-Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığından, bu gibi taşımalarda BK.nun 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Bu itibarla, öncelikle bu savunma üzerinde durularak, mahkemece taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı, yani olayın özel şartları gözönüne alınarak araştırılmalı, hatır taşıması olduğunun anlaşılması halinde bilirkişi tarafından hesaplanan tazminattan uygun oranda indirim yapıldıktan sonra karar verilmesi gerekir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 87. maddesinde, ölen kişinin hatır için karşılıksız taşınması halinde işletenin ve dolayısıyla zorunlu trafik sigortacısının sorumluluğunun genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda davalı sigorta şirketi vekili, davacının araçta hatır için taşındığı savunmasında bulunmuş olmasına ve murislerin yakın arkadaş olup hatır için taşındığı da sabit olmasına göre mahkemece hatalı gerekçe ile bu konuda iddianın ispatlanamadığından bahisle reddine karar verilmesi isabetli bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı L.. M..’nun temyiz itirazlarının, (2-b) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar A.. Ş.. ve L.. M..’na geri verilmesine 4.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.