Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/4274 E. 2014/4194 K. 24.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4274
KARAR NO : 2014/4194
KARAR TARİHİ : 24.03.2014

MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 31/12/2013
NUMARASI : 2013/379-2013/456

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, müvekkili Serkan’ın sevk ve idaresindeki motosiklete, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın 13.04.2013 tarihinde çarpması neticesinde müvekkillerinin yaralandığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 3.000 TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin yerleşim yeri Ümraniye/İstanbul olduğunu, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu savunmuştur.
Mahkemece, davacıların yerleşim yerinin Erdemli olduğu, kazanın Erdemli’de vuku bulduğu, trafik sigorta poliçesinin Tarsus’ta düzenlendiği, davalının Adana ilinde şube veya bölge müdürlüğü bulunmadığı, davacı taraf yetkili mahkemede dava açmadığından yetkili mahkemeyi seçme hakkının davalıya geçtiği gerekçesiyle davalının yetki ilk itirazının kabulüne, karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi ile ZMSS Genel Şartlarının C.7.maddesinde, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, kaza Erdemli İlçesinde vuku bulmuş, sigorta poliçesi de Erdemli ilçesinde tanzim edilmiştir. Her ne kadar mahkemece alınan ticaret sicil müdürlüğü yazısında L. Sigorta’nın Adana’da Bölge Müdürlüğü olmadığı bildirilmiş ise de, davalı sigorta şirketinin Adana’na Bölge Müdürlüğünün bulunduğu Dairemizce yapılan araştırmada anlaşılmıştır. Davacılar vekilinin davayı, sigortacının bir acenteden daha yetkili organı olan Adana Bölge Müdürlüğünün bulunduğu Adana’da açtığı gözetilerek yetki itirazının reddi ile işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 24.3.2014 gününde Üye E.S.B ve Üye S.N.C’ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Uyuşmazlık, motorlu aracın işletilmesinden doğan zarar nedeniyle ZMSS aleyhine açılan davada sigorta şirketinin Bölge Müdürlüğünün yerleşim yeri Mahkemesinin yetkili olup olmadığı hususuna ilişkindir.
Uyuşmazlığın yasal dayanağı 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 110/2 maddesi olup, yetkili mahkeme, açılacak davalarda sigortacının merkez veya şubesi veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu veya kazanın vuku bulduğu yer mahkemesi olarak tadad edilmiştir.
Davanın açıldığı Adana Mahkemesi, 2918 sayılı yasanın 110/2 maddesinde sayılan yer mahkemelerinden biri değildir.
Sayın çoğunlukça, davalı sigorta şirketinin Adana’da Bölge Müdürlüğünün bulunduğu, 2918 sayılı yasanın 110/2 maddesinde yetkisi kabul edilen şubeye göre daha fazla yetkiyi haiz olduğu gerekçesiyle uyuşmazlıkta Adana Mahkemesinin yetkili olduğu kabul edilmiş ise de; bu kabul T.C. Anayasasının 6. maddesinde düzenlenen “ Hiçbir kimse ve organın kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisinin kullanamayacağı”, Anayasanın 37. maddesinde düzenlenen “Hiç kimsenin kanunen tabii olduğu mahkemeden başka bir mercii önüne çıkarılamayacağı”, ve Anayasanın 142. maddesinde düzenlenen “Mahkemelerin kuruluş, görev ve yetkilerinin kanunla düzenlenebileceği” ne ilişkin temel kurallara aykırıdır.
Sigorta şirketinin Bölge Müdürlüğünün yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin gerek 2918 sayılı yasada, gerek mülga 1086 sayılı HUMK ve gerekse mer’i 6100 sayılı HMK‘da bir hüküm olmadığı gibi bu konuda hiçbir yasal düzenleme de bulunmamaktadır.
Sayın çoğunluğun, yorum yolu ile Bölge Müdürlüğünün yerleşim yeri mahkemesini yetkili olarak kabulü, tüzük veya yönetmelik hükmü ile yetki kuralı konulamayacağı gibi davalının kıyas yolu ile kanunen yetkili mahkemeden başka bir mahkeme önünde kendisini savunmaya zorlanamayacağı ilkeleri ile de bağdaşmamaktadır.
Nitekim YİBK 1977/4-4 sayı ve YİBHGK 21.02.2014 gün 2013/1 esas 2014/1 karar sayılı kararları ile de Anayasal düzenlemelere paralel olarak mahkemelerin görev ve yetkilerinin kıyas ve yorum yolu ile genişletilmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Diğer taraftan 2918 sayılı yasanın 110/2 maddesinde şirket merkezi – şube – acentenin yerleşim yerinin yetkili kılınmasının nedeni, şirket merkezi – şube – acentenin işlem ve eylemlerine hukuki değer izafe edilmesi, hukuki statülerinin bulunmasından ileri gelmektedir.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanununda, sigorta şirketlerinin kuruluş, teşkilat, yönetim, çalışma esas ve usulleri ile faaliyetlerinin sona ermesi ve denetlenmesine ilişkin hususlar düzenlenmesine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda da Anonim şirket, kooperatif, acente ve şubelerle ilgili hükümler bulunmasına rağmen Bölge Müdürlüğü ile ilgili bir düzenleme hiçbir yasa da yer almamaktadır.
Sigorta Şirketleri ve Reasürans Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin “Bölge Müdürlükleri, Şubeler ve Temsilcilikler” başlıklı 10. maddesindeki “Şirketlerin, Bölge Müdürlükleri ve Şube Açmak suretiyle yurt içinde teşkilatlanması, yurt dışında şube veya temsilcilik açması ile ilgili diğer mevzuat hükümlerinin saklı kalması kaydıyla serbest olduğuna” ilişkin hükmü, 2918 sayılı yasanın 110/2. maddesinin yorum yolu ile genişletilerek Bölge Müdürlüğünün yerleşim yerinin de uyuşmazlıkta yetkili olduğunu kabul etmek için yasal bir dayanak teşkil etmemektedir.
Açıklanan nedenlerle;
2918 sayılı yasanın 110/2. maddesinde öngörülen “şirket merkezi veya şube veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemesi veya kazanın vuku bulduğu yer mahkemesi dışında yorum yolu ile Bölge Müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin de yetkisinin kabulü, T.C. Anayasasının 6, 37 ve 142. maddelerindeki temel hükümler ile YİBK 1977/4-4 ve YİBHGK 21.02.2014 gün 2013/1 esas 2014/1 karar sayılı kararlarına aykırı olduğundan yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyız.

K