Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/4001 E. 2014/3608 K. 13.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4001
KARAR NO : 2014/3608
KARAR TARİHİ : 13.03.2014

MAHKEMESİ : Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/02/2013
NUMARASI : 2010/659-2013/216

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-KARAR-
Davacı vekili; müvekkili şirkete kasko sigortalı aracın, 23/2/2009 günü gece saat:03.10 sıralarında, park halinde olduğu esnada yine yanında park halinde bulunan ve davalıya ait plakalı araçta, sigorta panelinin oksitlenmesi ve kısa devreye yol açmasından dolayı meydana gelen yangında her iki aracın hasarlandığını, olay nedeni ile sigorta eksperince belirlenen hasar bedeli olan 27.208,00 TL’nin sigortalıya 30/03/2009 tarihinde ödendiğini, davalının, araç maliki sıfatıyla hasar bedelinden sorumlu olduğunu, hasarın 15.000,00 TL’lik kısmının davalı aracın sigortasından tahsil edildiğinden davacının sigortalısının haklarına halef olduğunu belirterek, davalı tarafın ağır kusuru ile sebebiyet verdiği zarardan 15.000 TL’nin ödeme tarihi 30/03/2009 tarihinden itibaren reeskont faizi ve yargılama giderleri ile birlikte hükmen tahsiline, belirlenecek fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili N.. K.. adına kayıtlı olmasına rağmen, aracın gerçek sahibinin Y. A.olduğunu, vekillerden İsmail Baş’ın 20.11.2008 tarihinde aracı Y. A.’na, oto satış sözleşmesine istinaden 8.000,00 TL’nin tamamı peşin olarak sattığını ve teslim ettiğini, sözleşme şartlarında da yazılı olduğu gibi bu tarihten sonra tüm sorumluluğun, Y.A.’na ait olduğunu, davada aktif husumet ehliyetinin Y. A.’na ait olduğunu, bu nedenle husumetin aracın gerçek sahibine yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; ceza mahkemesinin araç malikinin Y. A.ı olduğu yönündeki tespit ve kararının mahkememizi bağlayacağından davalının iş bu dava yönünden pasif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/D bendinde, motorlu araçların satış ve devirlerinin Trafik Tescil Müdürlüklerinde veya Noterliklerde yapılacağı öngörülmektedir. Ancak böyle bir satış ve devir işlemi araç üzerindeki mülkiyet hakkını devre elverişlidir. Bu devrin yöntemince aracın kayıtlı olduğu tescil müdürlüğüne bildirilmemesi yüzünden aracın tescil kaydında bir değişiklik yapılmaması satışa konu aracın mülkiyetinin geçişini engellemez ise de, anılan yasa maddesinde belirtilen türden resmi bir satış ve devir işlemi yapılmaksızın, satış işlemine dayalı olarak işleten sıfatının ve araç üzerindeki mülkiyet hakkının devredildiğinin kabulü mümkün değildir.
Öte yandan BK.’nun 53. maddesine ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, hukuk hâkimi, ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı ve delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değil ise de, sanığa isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ve eylemin hukuka aykırılığını ve fâilini belirleyen mahkumiyet kararı ile bağlıdır.
Eldeki dava dosyasında yukarıdaki hukuksal bilgiler ışığında ceza mahkemesinin araç malikinin Y. A. olduğu yönündeki belirlemesinin maddi vakıaya ilişkin bir açıklama olmadığından ve hukuk hakimi tarafından da bağlayıcı niteliği bulunmadığından, işin esasına girilmesi gerektiği halde yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 13.03.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.