YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3952
KARAR NO : 2015/13239
KARAR TARİHİ : 03.12.2015
MAHKEMESİ : İzmir 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 04/12/2013
NUMARASI : 2012/213-2013/371
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı ile davalı borçlu M. vekili ve davalı 3.kişi H.. A.. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, borçlu aleyhine yürütülen icra takibinde borca yeterli malvarlığı bulunmadığını, borçlunun taşınmazlarını davalılara satarak devir ettiğini, satışın alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ileri sürerek tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı borçlu M., satışların gerçek olduğunu, her iki taşınmazın davalı 3.kişi H.’ya 305.000 TL’ye satışı konusunda anlaşıldığını, taşınmazlar üzerinde İ. Bankası’nın ipoteklerinin bulunduğunu, taşınmazı kendisinden satın alan diğer davalı Hamza’nın taşınmazları almak için konut kredisi başvurusunda bulunduğunu, kredi veren banka ve ipotek alacaklısı banka arasında yazışmalar yapıldığını, ipoteğin kapatılması ve Hamza’ya 233.000 TL kredi verilmesi konusunda anlaşma sağlandığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı 3.kişi H. vekili, satışların gerçek olduğunu iki taşınmazın 305.000 TL’ye üzerlerindeki ipotekler ödenmek suretiyle, banka kredisi çekilerek alındığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı borçlu H., satışın gerçek olduğunu 320.000 TL bedel ile davalı B.. A..’ya üzerindeki ipotekle birlikte sattığını, savunmuştur.
Davalı Bilal, dava konusu taşınmazın ipotek borcunun kendisi tarafından çekilen banka kredisi ile kapatıldığını ve 320.000 bedel ile satın alındığını bunun banka kayıtları ile sabit olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece dava konusu taşınmazlardan borçlu M.. Y.. tarafından davalı 3.kişi H.. A..’a borcu doğumundan sonra satılan iki taşınmazın satışının muvazaalı olduğu, satıştan sonra dahi satıcı borçlu tarafından kullanıldığının anlaşıldığı, taraflar arasında yakınlık bulunduğu gerekçesiyle bu iki taşınmaz yönünden davanın kabulü ile tasarrufun iptaline; davalı borçlu H.. Y.. tarafından diğer davalı 3.kişi B.. A..’ya satılan taşınmazın satış değeri ile raici arasında fahiş bir fark bulunmadığı, satıcı borçluya yapılan ödemelerin banka kayıtları ve tanık beyanları ile ispat edildiği, satışın gerçek bir satış olduğu gerekçesiyle bu taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili ile davalı borçlu M.vekili ve davalı 3.kişi H.. A.. vekilince temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına davalı H.. A.. ile borçlu M.. Y..’ın 14.03.2010 tarihinden beri İ. K. K. ve B.Odasında birlikte yönetim kurulu üyeliği yaptıkları, aynı yer nüfusuna kayıtlı olduklarının ve birbirlerini tanıdıklarının belirlenmesi nazara alındığında davalı Hamza’nın borçlu Murat’ın alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını izrar etmek kasdı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olmasına kaza davalı H.’nın taşınmazı 2.8.2011 tarihinde satış almasına karşın 1.3.2012 tarihli hacizde taşınmazda halen borçlunun ikamet ettiğinin ve dava açıldıktan sonra mahkeme tarafından bilirkişi heyetine yaptırılan inceleme sırasında kapı zilinde borçlunun babasının, apartman aidat belgesinde borçlunun eşinin isimlerinin yazdığının tespit edilmesi nedeniyle bu davalıya yapılan tasarrufların iptalinin gerekmesine ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı M.. Y.. ve H.. A.. vekillerinin davalı B.. A..’ya satılan ve 155.000 TL’si banka aracılığıyla 30.000 TL’si de sözleşme sırasında ödenmek suretiyle toplam 185.000 TL ödemenin yazılı şekilde ispatlanmasına ve bu miktar ile taşınmazın 335.720 TL olarak bilirkişilerce tespit
edilen raici arasında mislini aşan bir fark bulunmamasına göre bu taşınmaz yönünden davanın reddinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, aşağıda dökümü yazılı 4.290,66 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar M.. Y.. ve H.. A..’dan alınmasına 03/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.