Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/3829 E. 2014/4685 K. 31.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3829
KARAR NO : 2014/4685
KARAR TARİHİ : 31.03.2014

MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10/12/2013
NUMARASI : 2011/264-2013/643

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı şirkete kasko sigortalı aracın mıcırlı yolda kayarak devrildiğini ve hasara uğradığını, davalının ihbara rağmen sigorta tazminatı ödemediğini ileri sürerek, 55.000,00 TL. nın avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, riziko tarihi itibariyle poliçe priminin ödenmediğini ve hasar teminat dışında kaldığından davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın 10.350,00 TL. tazminat yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
1-)Sigorta hukukunda kural olarak sigorta sözleşmesinin meydana gelmiş olması sigortacının sorumluluğunun başlamış olmasını gerektirmez. Sigortacının sorumluluğunun başlayabilmesi için TTK’nin 1282 ve 1295 maddeleri hükmünce rizikodan önce primin tamamının veya ilk taksidinin ödenmiş olması zorunludur. TTK’nın 1295 nci maddesi emredici nitelikte bir düzenlemedir.
Somut olayda, davacıya ait aracın 30.7.2010/30.7.2011 tarihlerini kapsar şekilde kasko poliçesiyle davalı tarafından sigorta teminatına alındığı hususu uyuşmazlık konusu değildir.
Taraflar arasındaki çekişme, rizikodan önce primin ödenip ödenmediği, davalının sorumluluğunun başlayıp başlamadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı vekili, poliçede primin peşin ödeneceği belirlenmiş olmasına karşın riziko tarihi itibariyle poliçe priminin ödenmediğini ve hasarın teminat dışında kaldığını savunmuştur. Buna karşın davacı vekili poliçe priminin ödendiğini ileri sürmüş ise de; somut olayda poliçede prim tutarı 3.560,31 TL. olarak (tek ödeme şeklinde) belirlenmiş ve primin peşin ödeneceği tespit edilmiştir. Dava konusu riziko 31.7.2010 tarihinde gerçekleşmiştir. Davacı vekili yargılama sırasında primin (rizikodan sonra) davalının acentesine keşide edilen 15.250,00 TL. bedelli 16.11.2010 tarihli çek ile ödendiğini ve çek bedelinin davalı sigortacı tarafından tahsil edildiğini ileri sürmüştür. Buna göre, davacı vekilinin rizikodan önce ödeme yapıldığı yönünde bir iddiası olmadığı, cevaba cevap dilekçesinde müvekkiline ait başka araçlar için davalı ile yapılan kasko sözleşmeleri nedeniyle primin kredi kartı veya ortalama vadeli çek ile ödenmesi hususunda anlaşma yapıldığını belirtmiştir. Dosya kapsamı itibariyle çek bedelinin davalı sigortacı tarafından rizikodan sonra 22.11.2010 tarihinde tahsil edildiği açıktır.
O halde, riziko tarihi itibariyle poliçeye ait herhangi bir prim ödemesi bulunmadığı sabit olmakla yukarıda açıklanan yasa maddeleri ile Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının C.1. maddesi uyarınca sigorta teminatı başlamadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-)Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine 31.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.