Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/3740 E. 2015/10396 K. 12.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3740
KARAR NO : 2015/10396
KARAR TARİHİ : 12.10.2015

MAHKEMESİ : Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/11/2013
NUMARASI : 2012/175-2013/340

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacılar vekili, davalıların maliki ve sürücüsü olduğu aracın, davacılar Alaettin ve S.. B..’in kızı, F.. B..’in kardeşi olan M. B.’e ve davacı Fatma Bölek’e çarpması sonucu, Merve’nin vefat ettiğini, Fatma’nın yaralandığını belirterek, davacılar için M. B.’in vefatı, F.. B..’in yaralanması nedeni ile davacılar için ayrı ayrı 50.000 TL olmak üzere toplam 150.000 TL manevi tazminatın 19.02.2011 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne, davacı A.. B.. S.. B.., Fatme Bölek için ayrı ayrı 5.000,00-TL olmak üzere toplam 15.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19.02.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş;hüküm, davacılar vekili tarafından tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Medeni Kanunu’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında,bir kısım davacıların çocuğu, diğer davacının kardeşi M. B.’in vefatı nedeniyle takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-Davacılar vekili tarafından, manevi tazminat talebi aynı zamanda, davacı F. B.’in yaralanması nedeni ile de hem yaralanan F. B., hem de davacılar anne ve baba için talep edilmişken mahkemece bu konuda karar verilmemiştir.
Bu durumda, meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanma sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, kusur oranları gözönünde tutularak, davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken buna ilişkin taleb hakkında karar verilmemiş olması doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 12/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.