Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/3659 E. 2014/3866 K. 20.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3659
KARAR NO : 2014/3866
KARAR TARİHİ : 20.03.2014

MAHKEMESİ : İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/01/2014
NUMARASI : 2014/30-2014/41

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu şirket aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlu davalının kendisine ait aracı diğer davalıya satışına ilişkin tasarrufun BK.nın 19. maddesi gereğince İİK.nın 277 ve devamı maddelerinin kıyasen uygulanması suretiyle iptalini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın tacirler arasında haksız eylemden kaynaklanması nedeniyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava BK.nın 19. maddesi gereğince ve İİK.nın 277 ve devamı maddelerinin kıyasen uygulanması istemiyle açılan tasarrufun iptali davasıdır. Bu tür davalar ile güdülen amaç; bir alacağın tamamının yada bir kısmının tahsiline olanak bırakmamak amacıyla, borçlu tarafından yapılan bir taraflı hukuksal işlemlerle, borçlunun amacını bilen veya bilmesi gereken kimselerle yapılan bütün hukuksal işlemlerin hükümsüzlüğünü sağlamak ve bu yol ile alacağı tahsil etmektir. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise davalı, üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmadığı gibi tarafların tacir olmasının da görev hususunun belirlenmesine doğrudan bir etkisi yoktur. Kaldı ki davada incelenmesi gereken husus davalı borçlunun yaptığı tasarruflarının iptali gerekip gerekmediği, başka bir anlatımla BK.nın 19. maddesinde yazılı şartların gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Açıklanan şekli ile görevin, genel mahkemelere ait olduğu da açıktır. Hal böyle olunca davaya devam edilerek taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar vermek yerine yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.