YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3650
KARAR NO : 2014/3131
KARAR TARİHİ : 06.03.2014
MAHKEMESİ : Kayseri 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2013
NUMARASI : 2013/245-2013/349
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetki yönünden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, asıl ve birleştirilen dosya davalıların işleten ve sürücüsü oldukları aracın, müvekkilinin yönetimindeki araca çarparak, müvekkilinin ağır şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiğini, sağlık raporuna göre müvekkilinde %39 oranında özür oluştuğunu belirterek şimdilik her bir davalıdan 100.000’er TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Eldeki dosya üzerinde birleştirilen dosya davalısı G.. T.. vekili, taraflar için ortak yetkili mahkemenin Söke Mahkemeleri olduğunu, Kayseri Mahkemesinin yetkisiz olduğunu, davacının davayı Kayseri’de açmakta iyiniyetli olmadığını, kusuru, tazminat miktarını kabul etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, HMK’nın 19/1-2-3.maddeleri gereğince mahkemenin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili Söke Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 16.maddesine göre “haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer yada zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir”.
Somut olayda davaya konu trafik kazası Söke’de meydana gelmiş ise de; davacının (zarar görenin) yerleşim yeri yargı çevresi olarak Kayseri’ye bağlı Felahiye ilçesidir. Taraflar yönünden ortak yetkili mahkeme olan, kazanın meydana geldiği Söke Mahkemelerinin yetkisi kesin yetki hallerinden değildir. Davacı vekili, HMK’nun 16.maddesinde öngörülen zarar gören müvekkilinin yerleşim yeri mahkemesinin adli yönden bağlı bulunduğu Kayseri’de dava açmıştır.
Bu durumda mahkemece, işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 6.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.