Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/3643 E. 2015/11543 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3643
KARAR NO : 2015/11543
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

MAHKEMESİ : Şırnak Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/10/2013
NUMARASI : 2005/138-2013/405

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı Ş.. A.. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerin kızı E.’nun yolcu olarak bulunduğu davalı Ş.s’un sahibi olduğu C.. İ..nin işleteni, davalı B.. A..’nın maliki ve davalı M.. G..’ın sürücüsü olduğu otobüsün direksiyon hakimiyetini kaybederek sağa yan yatması sonucu meydana gelen tek taraflı kazada muris E.’nun vefat ettiğini, araç sürücünün kazada %100 kusurlu olduğunu, aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı A. O.Sigorta AŞ’den 21.087,00 TL, zorunlu ferdi koltuk sigortacısı E. İ. Sigorta AŞ’den 25.000,00 TL den toplam 46.087,00 TL ödeme aldıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı anne ve baba için 20.000,00 TL maddi ve 70.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; yargılama sırasında maddi tazminat talebini davacı anne A.için 13.981,53 TL ve davacı baba E.. Ö.. için 12.541,44 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı B.. A.. vekili, sigorta şirketleri tarafından davacıların zararının karşılandığını, maddi ve manevi tazminat istemlerinin fahiş olduğunu, kusuru kabul etmediklerini, yol mucur oladuğundan ve gerekli uyarı işaretleri konmadığından asıl kusurun Karayolları genel Müdürlüğü ile yolu yapan yüklenici firmaya ait olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın ıslah edilen hali ile kabulüne, davacı anne A. için 13.981,53 TL ve davacı baba E.. Ö.. için 12.541,44 TL maddi tazminat ile davacı anne ve baba için 70.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı Ş.. A.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı Ş.. A..’nın işleten sıfatının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. 2918 Sayılı KTK’nun hükümlerine göre, trafik kaydı işleteni kesin olarak gösteren bir karine değilse de onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3.kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3.maddesinde “işleten; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 85.maddesinde ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut birşeyin zararauğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşübbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araçların malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarakta araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili
hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, kazaya neden olan yolcu otobüsü davalı B.. A.. üzerine kayıtlı olup, davacı vekili tarafından davalı Ş. A.’nın bu yolcu otobüsünü işleten davalı C.. İ..nin sahibi olduğu iddia edilmiştir.Ş.A.hakkında yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında bu davalının yazaneci, biletçi olduğu belirtilmiştir. Davalı Ş.. A.. davaya cevap vermemiştir.Ancak mahkemece davacı vekilinin iddası doğrultusunda inceleme yapılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda, mahkemece yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerde gözönünde bulundurularak, kaza tarihinde otobüs üzerindeki fiili hakimiyetin kime ait olduğu, otobüsün C.. İ.. tarafından işletilip işletilmediği, bu firmanın sahibinin kim yada kimler olduğu, davalı Ş.. A..’nın kaza tarihinde kaza yapan otobüsün işleteni ve C.. İ..nin sahibi olup olmadığı hususları özellikle Ticaret Sicil memurluğundan sorulup değerelendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik inceleme hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Ş.. A..’nın temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Ş.. A..’ya geri verilmesine 04.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.