Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2014/3072 E. 2014/9696 K. 12.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3072
KARAR NO : 2014/9696
KARAR TARİHİ : 12.06.2014

MAHKEMESİ : Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/09/2013
NUMARASI : 2012/167-2013/549

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkiline ait araca, davalı tarafa ait araç sürücünün çarparak zarar verdiğini ileri sürerek HMK’nın 107.maddesi gereğince araçta meydana gelen değer kaybının ve kazanç kaybının tespiti ve belirlenmesini talep etmiş, ıslah ile 4.600,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkilinin kusurlu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 4.350,00 TL’nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacının talebi, taraflar arasında gerçekleşen trafik kazası nedeni ile kazanç kaybı ile araçtaki değer tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece dava esasa kaydedilerek ve eda davası olarak görülerek yapılan yargılama sonucunda eda hükmü tesis edilmiştir.
Tespit davasının şartı, hukuki yarardır. Yani, davacının tespit davasına konu yapılan hukuki ilişkinin hemen tespit edilmesinde hukuki yararının bulunması şarttır. Bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu, tespit davası açılabilmesi için tek başına yeterli değildir. Davacının tespit davası ile istediği hukuki koruma diğer dava çeşitlerinden biri ile sağlanabiliyorsa, o zaman davacının dava açmada hukuki yararı yoktur. Buna göre eda davası açması mümkün olan davacının, aynı konuda tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur.
Somut olayda, davacı vekili, dava dilekçesi ile araçta meydana gelen değer kaybı ve kazanç kaybının tespiti isteminde bulunmuş olup davacının talebi tahsil istemini içermemektedir. 11.04.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile 4.600,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiş ise de yapılan ıslah talebi, tam ıslah olmayıp ıslah ile tahsil talebinde bulunması da geçerli değildir. Davacının, derhal eda davası açmasının mümkün olmasına göre, tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur. Bu durumda, davacının esasa kaydedilen talebinin, hukuki yararının bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde talep aşılarak eda hükmü kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
2-Bozma nedenine göre davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle mahkeme hükmünün davalılar yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 12.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.